gül üşür gün uyanır
çekilir kubbeye sisli perdeler
bir yılkı atı iner o gri şehre
şûle’ler dökerken altın şelâle
dermansız küheylan yığılır yere
gülümser inceden kızıl bir lâle
âsil yürekleri vuramaz ölüm
iç çekip söylenir bakıp melâle:
“mâzi dediğin virane han’dır
vefanın mevsimi sanma bahardır
beklesin kapıda, vicdân nâfile
vahşî’dir terk edi(li)ş, dönmez geriye
alışır acıya derin yaralar
kırılan onura yanar anılar
nemli gözlerde bir dua gibi
çürük’ten yüreğe can suyu dam’lar
özgürlük dediğin taze bir sürgün
uzanır maviye azimle gün gün
sabır ki katmerli bin kabuk bağlar
ana kucağıdır dumanlı dağlar “