hiç bir sokağını tanımadan geldim sana biliyorsun
çıkmazım var demedin
çıkılmazım var demedin
tamam kiraz bahçeleri vadetmediğini biliyorum ama
aşkına yanmaya geldim hatırla
hatırla ilk günkü umutlu telaşemi
bende tanıdın sende bu inatçı dirençleri ki haberdar
değildin kendi ışlıtılı yanlızlığından
adın istanbul olmalı
nedense hep rüyalarımda gördüğüm
bir tedirginlik uykusundan kıvranıp şiirler yazdığım
evet adın bu değilmi
bir geç kalınmış mesai
bir kaybolmuş çocuk
evladını göz altında yitirmiş bir anne
en özentisiz filmiyle ödül alan rejisör
ek iş yapan öğretmen
unutulmuş taşra
kovulmuş insanlık
kumarhane,kerhane , meyhane
yerel seçimlerin en aranılan adresi
bulunamayan varoşlar
çorbacıdaki namuslu konsomatris
matinede öğrenci biletli matrix
1453' ün yadigarı konstantinapolis
barlar,pavyonlar,ıssız ara sokaklar
gece kol gezen eşkiyalar
banka hortumcuları,kapkaççılar
kültür ve bilim merkezi
ulaşım özürlü
sivil itaatsizlik
açlık terbiyecisi
oturup üzerine düşünülmüş yegane aşk
sabah tarhanası
sıcak ekmek
hazır asker
kazanılmış mevzi
turistik mavzer
koynumdaki hançer
kitap standı
tiyatro sahnesi
ihanetin ve beceriksizliğin sesi
okunmayan şiir
varmayan mektup ve bu son
işte aynadaki aksin ve aksi gibi anlatırken hala boğazıma dolanıyor sesim
çıkılmazım var demedin
Hiçbir Sokağını Tanımadan Geldim Sana Biliyorsun
küçük insanların ortak öyküleridir bir kent