yürüyordum .. hızlı hızlı adımlarım sanki bir tren vagonunu andırıyordu.birşeylerden kaçıyordum gibi bir görüntü çiziyordum aniden önüme bir çocuk çıktı.şaşırmıştım ne oluyordu anlamadım selpak satmak isteyen bir çocukmuş meger sinirlendim, kızdım.bağırdım hatta.. korku doldu gözleri birden bir bekleyiş vardı gözlerinde bir hüzün almadan gittimarkama bile bakmadım şimdi çok pişmanım çile dokuduğum bu odada şimdi arkaşım bu hüzün duvarları..'' diyordu huzur evindeki o yaşlı nine bayram sabahı...
hüzün duvarları
hüzün, keder ve bekleyiş dolu bir yaşam onunkisi...