İfade Özgürlüğünde Sınırlar Üzerine Bir Deneme

Özgürlüğe omuz verelim

yazı resimYZ

Hayatımız eleştirmekle geçiyor. Hem de ne ürettiğimize bakmadan, ortaya koyduğumuz bir emek var mı düşünmeden sürekli eleştiriyoruz.
Farklı din, etnisite, siyasi görüş, mezhep vs saikiyle, bunlardan birine mensup herhangi bir kişiyi sırf bu mensubiyetinden dolayı ikincil görmek, veya her ne şekilde olursa olsun kendi toplumsal bağlarını en iyisi, en güzeli, diğerleri üzerinde egemen olanı(olması gerekeni)ve diğerlerini de öyle olmaya zorlayanı gibi vehmetmek ve bunu davranış ve sözlerle şekillendirerek karşı tarafı incitme aracı olarak kullanmak düşün alanında bizi toplumsal barış sabotajcısı haline getirebilir.
Bilgilerimizi egoistlikle besleyip, diktacı psikolojiyle soslayınca hele de farklı fikirlere sahip insanlara karşı eleştiri sınırlarını aşan hatta aşağılayan tavır ve sözler için malzeme olarak kullanınca da toplumsal barışı tehdit edebiliriz.
Oysa ki her fert, birileri hoş gördüğü veya tolere ettiği için değil, aslında özgürlük alanları içerisine serbestçe hareket edebilme hakkına doğuştan sahip olduğu için diğerleri ile eşittir.
Galiba genlerimizde birazcık heykeltıraşlığa meyyallik var. Ancak bunun tezahürü, düşünsel yontmalar, kalıba sokmalar, şekil vermeler olarak ortaya çıkıyor.
Tüm düğüm, ifade özgürlüğü hususunda önüne bariyerler konulmuş kişiler tökezlemesin diye, her kesimden insanın omuz vererek engelleri hükümsüz kıldığında çözülecek…

Başa Dön