Söylediği incitici sözlere aldırış etmeden, onun başkasıyla çıkması ve çıktığı kişinin en yakında arkadaşı olması sonucun hissettiği duygudur “üzüntü”.
Ama gene seviyorsundur onu. Onun için saygı duyarsın, bir şey demessin, çünkü sevdiğin,aşık olduğun kişiye saygın vardır.
Onunla bazen konuştuğun da hiç bir şeyi düşünmeden sadece ona papağan gibi “seni seviyorum” demendir aşk. Bazen sıkılır, ağlarsın. Derdini söyleyecek birisini bulamazsın ya işte bu çok sıkar insanı, çok rahatsız eder. Kendini bilmeyen bir deli gibi açarsın bir kağıt, yaşadıklarını anlatmaya başlarsın, aynen benim gibi. Bir de bu düşünceler içindeyken bir utangaçlık ele geçirir vücudunu, ruhunu.
Başkasına rahatsızlık vermemek istersin. Bazen yanına gelen arkadaşlarına göstermessin kağıda yazdıklarını. Bütün bunları yaparken sen, o kankanla konuşmaktadır. İçini bir şiire dökersin, içinde ki büyük aşkın yardımıyla güzel bir şiir çıkar ortaya… Bunu ona gönderdiğin de sadece verdiği cevap “güzelmiş” demektir. Bu çok acıtır insanların içini, ama en çok da benim.
O karşına geçtiğinde, senin yaptığın tek bir hareket vardır, oda tir tir titreyerek, utanmaktır. Ama başka bir erkek bunu yapamaz. Çünkü sevmemiştir, aşık değildir.
Onun karşısındayken bir şeyler söylemek istersin ama söyleyemezsin, çünkü; aklında hep “ya onu kırarsam” düşüncesi vardır. Ama şuan yalnızım ve haykırıyorum:
Seni Çok Seviyorum SEVDİĞİCİĞİM…