"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

İki Kişilik Kuyu

yazı resim

+ eskici -_:
hepimiz başka bir düşle uyanıyoruz
sahteyi taşıyoruz içimizde
bilinen gerçekleri tozlandırıyoruz
TUCE:
kendi tozumuza buluyoruz başkalarını
sahteliklerimize uyduruyoruz
en gerçekleri bilinmeyenlere gizliyoruz..
_ + eskici -_:
tozlarla sevişirken, gerçeği unutuyoruz
bilinmeyenleri kendimize bir gömlek gibi giydiriyoruz
TUCE:
bazen birkaç beden büyük geliyor yasadıklarımız
bazen de biz küçülüyoruz..
_ + eskici -_:
kalbimiz sıkışıyor, yaşadıklarımızdan
eldivenlerle nasırlarımızı saklıyoruz
gecenin ayı saklaması gibi
yıldızların ayla sevişmesi gibi
TUCE:
güneşin karanlığa doğması
ve umut vaat etmesindeki çelişki gibi..
_ + eskici -_:
kuyular içine giriyoruz
belki Yusuf gibi
nefesimiz daralıyor
belki de ömrümüz bitiyor
TUCE:
kim bilir belki de yeni başlıyor her şey
_ + eskici -_:
aklımızdan geçenleri yaşadığımız kadarıyla yaşıyoruz
anı buldukça an oluyoruz
kimine göre özenme
kimine göre yaşam
TUCE:
ama kimsesizliktir yasam
hayata yalnız gelir insan
ve çekip gider bir gün kendi yoluna..
kimsenin görüşüne kalmadan
_ + eskici -_:
kimsenin görüşüne dalmadan
bütün dalışlara birden bir sigara yakıyorum
ne kadar yakabildiysem, yakabiliyorsam
TUCE:
dumanında siluetini çiziyorum yaşamın,kaybettiklerimi izliyorum
kazandıklarıma aldırmadan göz yaşlarımla söndürüyorum sigaramı..
_ + eskici -_:
siluetler hep soğuk olur yaşarken ısınır
göz yaşlarımın altında usulsüz sevişmeleri katlediyorum
artık başka bir soğukluğa kırık bir yelken açıyorum
TUCE:
ve anısızın gülümsüyor karşımdaki ben bana
aynalarda görmeyi unuttuğum sen beliriyorsun sonra
_ + eskici -_:
karşılıklı oturuyorum yaşamla, kendimle yanyana
söze başlamadan sözüm ben oluyor
benimse üzerime giydiğim bu sözler bol geliyor bana
TUCE:
ben benle savaşımı bitirmemişken yenik düşüyorum sana
sen kazandığın zaferin sarhoşluğundayken sayıklayan ben oluyorum
adın düşüyor göz yaşlarımla..
_ + eskici -_:
düşüyor her defasında adın dilimden
avucumdan akan kül rengine çalınmış krizantem gibi
TUCE:
buharlaşıp gitmeni beklerken ben yoğunlaşıyorsun sen hacmimden habersiz kütleler halinde sol yanıma yerleşirken
haykırıyorum bu kez
uğultu halinde anlaşılmaz sözcüklerle
seni anlatabilmek için sana
_ + eskici -_:
topluyorum sözcüklerimi
seni anlatmak için sinemaları dolaşıyorum
yakıyorum bütün film şeritlerini
yakarken ağlıyorum
gözlerimden gelen damlalar bile
kendini tamamladığı zaman damlıyor
TUCE:
ama tamamlandığı kadar eksik kalıyor içimde bir şeyler
yokluğunu yok etmek isterken göz yaşlarıma esir oluyorum yine ve..
anlıyorum ki aslında yokluğun seni bende var eden..

"_ + eskici -_:" Bilal Çalışkan

KİTAP İZLERİ

Tutunamayanlar

Oğuz Atay

Tutunamayanların Edebi Ayaklanışı Oğuz Atay'ın anıtsal eseri "Tutunamayanlar", 1972'de yayımlandığında Türk romanında bir deprem etkisi yaratmıştı. Yarım asır sonra bile, bu sarsıntının artçıları edebiyat dünyasında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön