KAÇAK
Karanlığı delen bir el feneri kadar hırçındık,
Gece üstümüze çöküyordu,
Boyumuzdan büyük işlere kalkışıyorduk,
Soğuktu, üşüyorduk,
İkimizin de içinde ezilen bir yürek vardı,
Bütün bir hayatımız buz tutmuştu..
Gittikçe küçülüyorduk..
Karaltılar yürüyordu,
Şimşekler çaktığında birbirimize bakıyorduk,
Gözlerin ıslaktı,
Saçlarında yağmur dolaşıyordu,
Sessizce arabaları sayıyorduk.
Sokak lambaları sönüyordu,
Yanıp kayboluyordu yıldızlar,
Uzaklardan sesler geliyordu,
Kalkıp gidelim diyordun,
Gözlerin ağlamaya hazırlanıyordu.
Ellerinin altında atan kalbimdi.
Duracak sanıyordun,
İçinde kocaman bir volkan kıvranıyordu.
Sis bulutu gibi kaçamıyorduk kaderimizden,
Nereye gitsek bizi sarıyordu,
Büyük kolları vardı,
Gözlerinin rengi eflatundu,
Saçları siyaha çalıyordu.
Adım atsak beyaz bir duvar gibi bizi durduruyordu,
Sürekli içimize kapanıyorduk.
Kader garip şeydi.
Kopan bir tesbih gibi dağılıyorduk.
Aldığımız her nefes ağarıyordu,
Gittikçe yaşlanıyorduk,
Ve gittikçe küçülüyordu içine saklandığımız kabuğumuz,
Bozuk bir saat kadar yalancıydık,
Doğru gösterdiğimiz tek anlarda da,
Kırık dökük bir şarkı çalıyordu.
Bir yerlerde birileri yanıyordu,
Çığlıklar karanlığa akıyordu,
Korkuyordun, baş parmağın yaralıydı,
Sahipsiz ayak sesleri koşuyordu yanımızda,
Biliyordun, birazdan beni götüreceklerdi,
Bir şehir beni arıyordu,
Ağlasan kaçmazdım,
Ne çok yağmur biriktirmiştim alnımda,
Kılımı kıpırdatacak değildim.
İçimde kaçışlardan yorgun bir adam yatıyordu.
TAYLAN EKİN