Eski bir resimle canlanır hayallerin. Gözün dalar uzaklara, yine hatırlarsın. Kayan
yıldıza baktığında, düşünürsün o da beni düşünüyor mudur diye? Farklı rüyalarda olduğunu
bile bile. Gecelerinde hayalini görürsün. Özlersin, özlersin. Son gözyaşı damlası süzülünce
yanağından, bir yaprak daha düşünce çınar ağacından, kalkıp gitmek istersin seher
uykularında. Lanet edersin yaşadığına, yalnızlığa, onsuzluğa. Oysa üzerinden ne tenler,
ne düşünceler, seneler geçmiştir, unutamazsın.
"Kolay mı sandın unutmak?
Neredesin Eros?
Yoksa sen de mi unuttun beni?
Gel de çıkar bu hançeri yüreğimden artık!"
Yalvarırsın senin yapamadığını tanrım yapsın diye. "O" da gelmez bir türlü...
Kalkıp gitmek istersin şuursuzca, belki bulabilirim diye. Yüreğinin kıyılarına vuran son
aşkını bulabilirim diye. Çok uzaklarda bir kadını, ıssız sokaklarda, suskun yollarda
ararsın. Bu yalan dünyanın zalim aşkını arasın. Yüreğindeki izi bırakan aşkını arasın.
Eski günleri hatırlarsın. Tekrar istersin o günlerdeki gibi mutlu olmak. Güzel günlerini
geri istersin. Yalvarırsın hayata son bir kez daha, yalvarırsın o sözü duymamak için
tanrıya. Hayatını "keşke" kelimeleriyle doldurduğun için pişmanlık duyarsın.
"Keşke yağmurun gözyaşlarını dinleseydim.
Keşke kal deseydim!
Keşke hiç sevmeseydim..."