Doğumumdan çok önce lanetlendi adım, bütün harfler öfkeliydi doğumuma. Belki de bu yüzdendi kelimelere düşkünlüğüm, yazdıkça eksiliyordu sanki harflerimin öfkesi. Önce adım, sonra içim. Oysaki koca bir yanılgıydı bu, kendimi kandırıyordum. Yazdıkça daha çok öfkeleniyordu kelimeler ve ellerim kanayan yaralara daha çok sebep oluyordu. Kan yazıyordum, cinayet kokuyordu cümlelerim.
Bütün kadim dinlerim sırt dönmüştü inançlarıma. Bütün dinleri ve Tanrıları öptükten sonra Tanrısızlığı seçtim, inançlarımı yok ettim tüm dinlere. Hiç azalmadı lanetim, hoyratça hırpalandığım aşk suskunluğu gibi ruhumu terk etmeye kıyamadılar belki de. Günbegün ekleniyordu ölümlerim bedenime ve eksildikçe daha çok artıyordu öfkem. Canımdan can suyundan kan gidiyordu, etim acıyordu Tanrının verdiği (bahşettiği) ölümlerle. Zamanın toprağa karıştırdığı bedenlerin üzerine işleyen acılar çarpınca gözüme cam kırıklarıyla doluyordu beynim. Ağzım, burnum kan içinde bölünüyor anı dilimi.
Aşk diyor şair yüzüme bağıra bağıra aşk diye inildiyor. Seversen daha çok bölünürsün ve son bulur lanet oysa ki oluru olmayan bir yalan olmuştu aşk gözümde. Sevmek daha çok karalıyordu doğrularımı. Tanrı kılıyordum âdemoğlunu ve sonsuzluk eğrisinde yükselip duruyordu ruhları. Güçlerinden habersiz soldurmaya devam ediyorlardı denizin rengini. Saat gece 12.00, Sevmeğe tahammülü olmayan Ademe Havva olmak telaşında duruyor saat.
Lanetlendi adım, aşka bile... Adımın anlamı yok kimliklerde, adımın rengi yok gözlerde. Sevdikçe sevginin tozlarına bölündü ruhum. Ne Adem ne de Havva böyle bir bedel ödedi siteme. Onlar cennetten kovuldu, ben her yürekten ve sevgiden yalın ayak sürüklenircesine gönderildim. Kabil, Habile vurduğu bıçak darbesinde bile ödemedi böyle bedel. Kabilin eli kan, gözünde tutku
Bölündü gece, söz kırıldı ağızdan, kana bulandı soluğum. Dişime düştü keder, içime işledi. Yandı soluğum, kesildi ümitlerim. Tanrım bu nasıl keder, bu lanet neden? İsa gerildiğinde çarmıha omuzlarına yazıldı adım, asırlar öncesinden karalandım huzur listesinden. Doğumum günüme keder, günüme hasret
Zulmüne bin minnet dedim Tanrının, o ölümü verdi ellerime. Büyüdü kayıplarım Söz eğdim acısına aşkı attı kalbime, eridim ateşiyle âdemoğlunun. Havva ölmüş müydü eline eli değen Ademe. Tanrım bu lanet ağır geliyor ismime. Adım öldürüyor cismimi, kirleniyor düşlerim. Benim kadim dinlerim, aşka işlediğim âdemoğlum kurban edin beni zulme ki son bulsun damarlarıma kazınan lanetime. Eğilmesin başım aşk ile dolan ellerime.