Onun kollarının arasında olmak, kendimi güvende hissetmek, ondan bir şeylerin kopup bana karıştığını hissetmek, gözlerimi kapamak, yalnızca ve yalnızca sıcaklığını duymak. Ne yağmur, ne kalabalık, ne ses.. Çıt yoktu, olmadı o saniyelerde, yapayalnızdık, sadece biz vardık, sevgimiz vardı, sevgim vardı, aşkım vardı. Karanlık bir boşluğa kayıverdi yüreğim aniden, bir ışık vardı sanki avuçlarımın içinde, önce yüreğime tuttum, sonra yüreğine tuttum. Duydun mu? Hissettin mi? Anladın mı bilmiyorum ama sendin o ışık. Kayıp gelerek karıştın, yerleştin avuçlarımın içine.
Seninle dans etmek, soluğumu boynundan çekerken soluğunu duymak, burnumdan içime, ciğerime kadar. Soluk almak, o soluğumla içimde, yüreğimde çırpınan o minicik kuşa. Ellerinden tutmak, gözlerine bakmak, yanında olmak, yanında ve seninle
Sonra bir yol bitişlinde uyanmak bu rüyadan, ayılmak bu masaldan, farkına varmak yine sensizliğin, olmayışının, sıcaklığının, teninin, kokunun, sesinin, gözlerinin olmayışını anlamak! Belki de her farkına varışlarda olduğu gibi dakikalarca ağlamak, yüreğin sızısını hissetmek, olmayışına isyan etmek.
Yaşamımda ki mutluya ekmekken, suyken, beni böyle bir yol ayrımında bırakman, anlatamam sana, farkına varamaman bu denli çok muhtaç olduğuma sevgine, sana!
Anladım, hissettim desen de, anlamadın, hissetmedin, aldandın, yütrek aldandı, aldanıyor. Sınırlarını bilemezsin sevgimin, muhtaçlığımın, KORKULARIMIN!
Bırakmam, varım, seviyorum demen. Sana inanmam, güvenmem sonsuzken, zaman korkutuyor beni.
Her gün saatlerce uzaksın bana, evinde, sokağında, yollarda ve her yol ayrımlarının ardında..
VE GÜN OLA..
O GÜN..
GÜN BİTE..!
Kalabalıktı ve Yağmur Yağıyordu...
......Onun kollarının arasında olmak, kendimi güvende hissetmek, ondan bir şeylerin kopup bana karıştığını hissetmek, gözlerimi kapamak, yalnızca ve yalnızca sıcaklığını duymak. Ne yağmur, ne kalabalık, ne ses.. Çıt yoktu, olmadı o saniyelerde,....