KALPLERİMİZ İSYANA KAPILMASIN
İsyan, yürekleri taştan farkı olmayan şahısların sığındığı göz önünde
bulunan bir limandır.
İnsan kelimesinin de kökü olduğunun bilinmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hayatımızda ters giden bir çok şeyin, biz insanları isyana teşvik
ettiği gerçeği de gözden kaçırılmamalıdır
Değerli okurlarım, bu yazıyı kaleme almamdaki en önemli sebep
vazgeçilmesine izin verilmeyen isyanın etrafımızda yer bulan
kötülüklerin başında geldiğini anlatmak istememdir.
Bilinmelidir ki insanoğlunun yaşamında iyilikler olduğu kadar
kötülükler de yer almaktadır.
Bizler ne yapıyoruz; bir güzelliğe kavuştuğumuz zaman sevinçten
göklerde geziyor, etrafımızda yer bulan kimselerle sevinçlerimizi
paylaşıyoruz.
Hatta daha ileri gittiğimiz oluyor, bazı şahısların kıskançlıktan
etraflarını yakıp yıkmaları için elimizden gelen her şeyi yapmaktan
geri durmuyoruz.
Bazılarımız ise hayatımızı alt üst ettiği düşünülen kötülüklere her
daim isyan ederek yol almayı tercih ediyoruz.
İsyanla yol alınamayacağı, hiçbir farkındalığının olmayacağı
düşüncesine kafamızda yer vermiyoruz.
Düşünsek yanlış bir yol izlediğimizi, hayatımızda değişmez denilen o
kadar çok şeyi- isyanı- terk ederek değiştirebiliriz.
Ancak bu fikirle hareket etmek yerine, çamur deryasında bocalayarak yol
almayı daha çok tercih ediyoruz.
Dillere pelesenk olmuş şarkıların içinde bir söz mutlaka isyan olarak
duyulmaktadır.
Fakat bahsetmekte olduğum limana sığınmak, hiçbir zaman hiç kimseye
fayda sağlamamıştır.
Ancak insanoğlu kendisini yorgunluğun içerisine bırakmakla kalmış,
yüreklerinde karamsarlıkların peydah olmasında büyük bir rol
oynamıştır.
Elbette insanların dertleri tasaları vardır; yalnız isyan ederek
kurtulabilecekleri düşüncesine kapılarak yaşamak, kendilerini
avutmaktan başka bir işe yaramamıştır.
Kalplerimizin bir taş halini aldığını göz ardı etmek, kendimize
yaptığımız en büyük kötülüklerin başında gelmektedir.
Bizler isyanla bir yere varacağımız inancı ile hareket etmeye devam
edersek, içimizde doldurulması mümkün olmayan boşluklar yaratacağımızı
unutmamamız icap etmektedir.
Onun için diyorum ki; yanlış inançlara kafamızda yer vermekten ziyade
fikirlerimizi bir elekten geçirme yoluna giderek hayatımızı işgal eden
faydasız fikirlerden sıyrılma çabası gösterilmelidir.
Bizler zihinlerimizi boş fikirlerin meşgul etmesine müsaade ettiğimiz
müddetçe, üzerinde yaşadığımız dünya içinde barındırmakta olduğu
güzelliklerle vedalaşmak zorunda kalacaktır.
Buna da en büyük sebep yine bizim yapmakta ısrarcı olduğumuz yanlış
tercihlerimiz gösterilecektir.
İçinde bulunduğumuz yanlışlardan kendimizi kurtarabilmek için
tecrübeli insanların hayata ışık tutan zihinleri aydınlattığı bilinen
fikirlerinden yararlanmamız gerekmektedir.
Bizler kendimizi aydınlatma yoluna gitmez, isyanın pençesinde yol
almaya devam edersek; bir fırtına etkisi ile dağılıp yok olacağımız
aşikar.
İsyan fırtınasının bizleri önüne katarak savurmasına müsaade etmemiz
halinde, hayatımızda uğradığımız kayıpların önünün alınamayacağı
akıllarda bulundurulmalıdır.
Hayatı boyunca uzatılan yardım elini geri çevirmekle, insan yine en
büyük zararı hiç düşünmeden kendisine verir.
Büyük kayıplara uğramak istemiyorsak; bizleri düştüğümüz yerden
kaldırmak isteyen her kim olursa olsun uzattığı eli geri
çevirmemeliyiz.
Görmezden geldiği gerçeklerden kaçmayı büyük bir marifet sayarak
etrafındaki canlıları attığı tehlikenin farkına varmadığı, o kimseyi
kaderine terk etmek istemeyenler tarafından görülmektedir.
İsyan ederek bir arpa boyu yol alınamayacağı, insanlar tarafından bilinmelidir.
Kalplerimiz İsyana Kapılmasın
isyan, yürekleri taştan farkı olmayan şahısların sığındığı göz önünde bulunan bir limandır.