Siyah paltosunun boğazına değen son düğmesini de ilikledi
Uzun bir nefes çekti içine, ve
Soluğunun yeryüzüne karışmasını izledi
En beyaz haliyle
Gözlerini binalara yöneltti
Bu sokaktan son geçişiydi ne de olsa
Biraz duygusallaşması gerekiyordu
Oysa onun bünyesi bu tarz saçmalıkları barındırmayacak kadar siyahtı
Siyah botlarına baktı, kaldırımlara eziyet edercesine sert adımlar atmaya başladı
Eli titreyerek cebine gitti,
Dokunduğunun cüzdan olmasındansa sigara paketi olmasını diledi
İhtiyacı olan şey para değildi
Babası durmadan para sıçardı
Ve o babasının bokluklarıyla büyümüştü
Kendine ait tek şey; nefesiydi.
Sigara dumanına karışan nefesi.
Ateşi sevmiyordu, çakmaklara hiç ısınamamıştı
Bu bembeyaz örtünün arka planda olduğu bir fotoğrafa sıcaklık yakışmıyordu
Saçını ve paltosunu beyazlaştıran küçük tanecikler zaten yeterince rahatsız ediciydi
Siyah saçlı kadını geldi aklına,
Dudaklarında karanfil tadı bırakan kokuya sahip, beyaz vücutlu kadını.
Ona hiç dokunmamıştı
Ama uykusunda sayısız kere seviştiklerine yemin edebilirdi.
Terk ediyor olmanın en acı kısmı onu da öldürmek miydi?
İçinde daha fazla yaşatamazdı ki, daha fazla besleyemezdi utanmaz düşüncelerini
Gitmeliydi,
Onun için değil, siyahı korumak için dönmeliydi bu sefer arkasını.
Adımlarını hızlandırıp saatine baktı
3 dakikası vardı, 3 yıldır buradaydı
Vedalar artık lüzumsuzlaştı onun için
Bir daha gözlerini aramayacağı birine, görüşürüz diyemezdi
Hoşça kal da diyemezdi, çünkü bu durum hoşnutsuzluğun dibiydi
Hiç yaşanmamış anılarıyla hoşça kal demek...
Onun tarafından ıslatılmamış dudaklarıyla veda etmek...
Tütün kokan buz kesmiş ellerini ceplerine attı
Son kez kendinden izler bırakıyordu yeryüzünde
Bu sokaktan son geçişiydi ne de olsa
Babasının yanına gidiyordu
Bitmiş tükenmiş beyazlığı çiğneyerek,
Karışıyordu, edebi karanlığa ]