Karanlık - 2. Bölüm

Eve geldiğimde saat gece 11 ‘e yaklaşıyordu. Cengiz’le biraz dolaşmış,belki de kendimce İstanbul’a veda etmiştim.Kimseye bir şey söylemeden böylece çekip gitmek biraz zor geliyordu,ama başka çarem de yoktu. Ne olacağını,yarın nelerle karşılaşacağımı bilmiyordum,kafamı kurcalayan onlarca soru içerisinde saatimi gece 3’e kurup yattım...

yazı resimYZ

Eve geldiğimde saat gece 11 ‘e yaklaşıyordu. Cengiz’le biraz dolaşmış,belki de kendimce İstanbul’a veda etmiştim.Kimseye bir şey söylemeden böylece çekip gitmek biraz zor geliyordu,ama başka çarem de yoktu. Ne olacağını,yarın nelerle karşılaşacağımı bilmiyordum,kafamı kurcalayan onlarca soru içerisinde saatimi gece 3’e kurup yattım.
Kalkmak biraz zor oldu,ama bu işi halletmeliydim,eğer kimseye fark ettirmeden kaçamazsam,belki de hiç gidemeyebilirdim,yarın büyük ihtimalle görev yerimin Mardin olduğunu öğrenirlerdi.Aceleyle bavulumu topladım,zaten fazla bir şey almayacaktım.Ama yine de beni bir süre idare edecek kadar eşya ve para aldım.Artık hazırdım,ama içimde bir ağrı,bir sızı vardı.Evimi,ailemi nasıl terk edecektim.Çok zordu,ama idealim ve gururum için bunu yapmalıydım.Elimde bavulumla odadan çıktım.Kimse uyanmadan dış kapıdan çıkarsam tamamdı.Kapının önüne kadar geldim,tam çıkacaktım ki aklıma annem geldi.Kim bilir arkamdan ne kadar ağlardı.En azından O’nun la vedalaşmalıydım.Saate baktım 4 buçuğu yeni geçiyordu.Annem birazdan namaza kalkardı,böylece O’nun la vedalaşabilirdim.Bavulumu ayakkabılığın kenarına saklayıp,odamda annemi beklemeye başladım. Yaklaşık on dakika sonra bir kapı sesi,duyuldu,sanırım kalkan annemdi,zaten aksini düşünmek bile istemiyordum.Biraz daha bekledim.Sonra odamdan dışarı çıktım,oturma odasının gece lambası yanıyordu.Yavaşça ilerledim,evet annem namaz kılıyordu.Bir süre O’nu izledim.Beyaz başörtüsüyle nasıl da melekler gibi dua ediyor,adeta göklere yükseliyordu.Benim için de dua ettiğinden hiç şüphem yoktu.Duası bitince beni fark etti.Nedense hiç şaşırmadı.Sanki gideceğimi anlamıştı.Ayağa kalktı,birden bana sarıldı.Fazla uzatmamalıydım:
-Anne, ben gidiyorum. Dedim.
Ağlamaya başladı.
-Gitme oğlum, yapma diyebildi.
Elini öptüm, beraber kanepeye oturduk. Mardin’e gideceğimi, öğretmenlik yapmak istediğimi uzun uzun anlattım. Ben anlattıkça O ağlıyor,ama hiç konuşmuyordu.Anlaşılan idealimin peşinden koşmamı O’da kabullenmişti.Sonunda:
-Ne zaman gelirsin. diyebildi.
Dayanamadım,ben de ağlıyordum.Kendimi toparlayıp:
-İlk fırsatta seni görmeye geleceğim.diyebildim.Saat bir hayli ilerlemişti.Daha fazla oyalanmamalıydım,annemle helalleştim,ailemi hala sevdiğimi ama gururumu ve idealimi de terk edemeyeceğimi bir kere daha anlatıp,annemin hıçkırık sesleri arasında evden çıktım.İçim bir garip olmuştu.Ama bir daha geri bakmadım,yoksa hiç gidemeyebilirdim.Hemen bir taksi tutup, otogara geldim.
Otogara geldiğimde ortalık iyice aydınlanmıştı, hemen bir Mardin firması buldum ve bilet almak için yaklaştım.Ama birden arkamdan biri seslendi:
-Hakan…
Evet bu sesin sahibini tanıyordum,ama burada ne işi olabilirdi,acaba gerçekten O mu diye şaşkınlıkla arkama döndüm.Yanılmamıştım bana seslenen eski nişanlım Nesrin’di.Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim.Yavaş adımlarla yanına geldim.Hayretle sordum:
-Nesrin, senin ne işin var burada?
-Annen söyledi, hemen geldim…
-Artık çok geç Nesrin, gidiyorum.
Nesrin’in gitmemi istemediği belliydi, ama çok geç kalmıştı.Yine de kendini affettirmek ister gibi biraz da utanarak konuştu:
-Hakan,her şey düzelir,inan bana; oraya gitsen ne düzelecek ki…
-Hala anlamıyorsunuz, bu benim mesleğim…
-Tamam ama…
Konuşmasına izin vermedim. Elimle sus işareti yaptıktan sonra,arkamı dönüp bilet almak için gişeye yanaştım.Ayak seslerinden hemen arkamdan geldiğini anladım.Sanki O yokmuş gibi davrandım.Tam biletimi alacaktım ki.Gişedeki adama ‘Bir dakika’ deyip arkamı döndüm.Nesrin ağlamaklı gözlerle bana bakıyordu.Samimi olduğunu anlamanın bir yolu vardı.Gözlerinin içine baktım:
-İstersen iki kişilik alabilirim. Dedim
Birden şaşırdı. Ne diyeceğini bilemedi.
-Ama, nasıl olur…
-Çok kolay, gider orada evleniriz.Ben öğretmenlik yapar evimizi geçindiririm.
Yüzündeki şaşkınlık, yavaş yavaş alaycı bir bakışa döndü ve aslında değişen hiçbir şeyin olmadığını gösteren sözlerini söyledi:
-Sen gerçekten delirmişsin…
Beklediğim söz buydu. Artık konuşmaya gerek yoktu. Biletimi aldım ve Nesrin’in yıllar sonra bile unutamayacağım şaşkın bakışları arasında birazdan kalkacak olan otobüsüme bindim.

Başa Dön