sen, o uzak şehrin bulvarlarında
yalnız başına gezerken
ve şiirler inci inci dökülürken gözlerinden
uçsuz bir ufuktu önümde açılan...
yanı başımda hala mağrur bir Ceneviz yapısı,
martılar daha hoyrat
şarkılar daha sarı...
ne vakit şehrin bu yakasında
korku ve ümit arasında
sıkışan kalbimi ellerine alsa nakkaşlar,
ne vakit ağlasa kalbimin yaralı kuşları,
sinem ezdiğin nar çiçeğidir ellerinde...
genç ve güzel bir kadın olsun gözlerinde
ve söz, nefesler tükenmiştir artık,
çocuklar ve balonlar savrulurken
ya da senin gözlerin denizde
tekrar oyunlar kaybedeceğim.
gitmeliyim.
bilirim üstüme ağır gelen cümleleri
sanki bugün hiç seslenmeyecek yüreğim...
]