Kim Suçlu

Standart Hayatlar Hapishanesinin mahkumu olduğunu düşünen sıradan bir acizim işte.Bir kadına çabucak bütün gönlümle bütün etimle teslim olduğumu çok sonra fark ediyorum.Her gelen bir şeyler alıp götürmüştü benden işte.Saadetin kapısını mı çaldım, hüznün

yazı resim

Gecenin esrarına yüreğimi yazıyorum bu gece.Kalemle kağıt nicedir ihtirasla hasretti birbirine , böylesi acımtırak nağmeleri dökmezdi hiç kağıda .... Böylesi kelimelerle konuşmazdı yüreğim, yazmazdı hiç! İstemezdi yazmak acını mı hafifletecek derdi içinin farklı tarafından gelen bir bezginliğe mağlup olup, çekilirdi bir kenara... Susardı yorum yapmazdı hiç. Sanki küsmüştü hayata beklentisi yok ümidi yok... Standart Hayatlar Hapishanesinin mahkumu olduğunu düşünen sıradan bir acizdi işte. Kafasını kumlara gömen bir kuş gibi kitaplara gömmüştü . Dışarıda ki hayat cazip değildi hani. Sana göre miydi gece birlere kadar oturup hayallere dalmak. Değişiyor muydun yoksa... Bir ümit mi belirmişti? Hem böyle derinlere dalmak hem de böylesi sosyal olmak sen miydin bu?

Ilık bir meltem selamlıyor gecenin bir vakti yüzünü, esrarengiz sıcağın arkasından gelen mayhoş tatlı bir meltem.Çehresinde uzak bir yorgunluğun garip bir ihtirasın ezikliğini saklayamamanın verdiği hezimet ile. Bir şeyler sormak istiyorum sanki birilerinden bir haber! Bir nida kopuyor gönlümün derinlerinden... Dalıyorum serseri karanlığa odaklanıyor gözlerim. Bende dile getiremediğim kelimeler, meltemin tükenmez sabrı.....

Kuşatıldığımı hissediyorum. İstanbul’ un fethi gibi , karanlık şehrimin bir kapısını taarruza kanat geremediğini görüyorum. Müdahale etmek istiyorum yapamıyorum. bir kadına çabucak bütün gönlümle bütün etimle teslim olduğumu çok sonra fark ediyorum. Kendime geldiğimde ise bütün kalelerim çoktan bozguna uğramış. Görmenin hazin, bir şey yapamamanın acizliği ile baş başa olduğumu anlıyorum.

"Oysa sen çok güçlüydün sen bağlanmazdın " diye cesaret aşılamak gelip içimden sual sorsam da güçlülük eylemlerimden çoktan feragat ettiğimi vücudum söylüyor. . Boğazıma kadar bataklıktaydım işte . Yüzüme gölgesini bırakan bir çehre daha yapmıştı yapacağını ." Oysa " demek istiyorum yine faydasız. Her gelen bir şeyler alıp götürmüştü benden işte bir yenisi daha dedim içimden . İşte bir yenisi daha.....Neyim kalmıştı daha alınacak söylesenize neyim?

Saadetin kapısını mı çaldım, hüznün mü kapısını bilmiyorum. Sürüklendiğimi hissediyorum.Kopuyorum bir yaprak gibi savruluyorum soğuk kaldırımlara.... Canımın yandığını hissediyorum ama soramıyorum kimselere Neden ayrıldım dalımdan niye ? Yoksa cevabını biliyorum da kabullenmek mi istemiyor gönlüm. Evet böylesi duygulara sokup , benliğini sanık koltuğunda köşeye sıkışmış bir suçlu gibi hissettiren meltem mi kabahatli olan yoksa hala ben mi ? Böyle fütursuzca düşüncelerin adamı mıydım ben. Önüne katıp sağa sola savuran meltem mi suçlu olan... Yoksa ben miyim suçlu, böylesi güçsüz davranıp ona eşlik ettiğim için. Onun arkasından ona hasret kalmanın ihtirasını kaldıramayıp da yanına iliştiğim için ben miyim suçlu olan?

Yorumlar

Başa Dön