Kimliği Belirsiz

Kimliği belli olmayan bir ölüyü toplum "öldüğünü" bile bile dışlar. "Kimliği belirsiz" de tüm ölü haline rağmen "topluma inat" yaşamı sorgulamaya başlar.

yazı resimYZ

Yaşam gözlerimde bir durgunluk artık.. Canlı canayakın bir bakışla seyretmek istiyorum yine denizi.. Dalgaların içindeyim.. Sürükleniyorum bir yerlere.. Neresi buralar?. Bu denizin bir sonu yok mu?. Dipte miyim, yüzeyde miyim?... Bilmiyorum, gözlerim açık ama her yer neden bu kadar karanlık... Gözbebeklerim donakalmış, bakamıyorum..

Nefes alsam, ciğerlerimi son kez havayla doldursam...Anlıyorum ki suyla dolmuş ciğerlerimde bir nefeslik de olsa yer yok..Sürükleniyorum..Dalgalar nereye götürüyor beni bilmiyorum..Karanlık ve soğuk sularda bir çıkıp bir kayboluyorum..

Yağmur, yavaşça denizin suyuna karışmaya başladı artık. Bir kez daha dalgalar yüzeye savursa beni, o yağmur cansız bedenime bir kez daha vursa..

Üşumek istiyorum, üşüyemiyorum.Sadece sürükleniyorum..Bedenim ıslak ama cansız..Bedenim yılların yorgunluğu ile çürümeye yüz tutmuş.Öldüm ve çürüyorum..

Belki bir cinayetin başrolünü oynadım. Peki diğer oyuncular nerede?.Senaryom ne zaman yazıldı?Film bittiyse neden ben halen ölüyüm?

………

Tamam şimdi hatırlar gibiyim...Onunla tartıştığımızın akşamıydı.Elimde bir şişe şarapla yine deniz kenarına gitmiştim..Buza kesmişti hava....Böyle olmamalıydı..Sevmeler, uğrunda ölünecekse anlamlıydı.. Üstümdeki her şeyi çıkardım.. Beni bulduklarında kimliğim bilinsin istemiyordum.Herşeyi geride bırakıp kendimi yaşamın sıcaklığından denizin soğuk sularına bırakmıştım..

Peki ya zaman? Zaman nasıl birden durdu?.Ölüler için bir zaman yokmuydu? Tüm zamanlar yaşayanlar için mi vardı?

Hareketsiz bir şekilde savruluyordum…

Bir kıyıda beni bulduklarında herkes çığlık çığlığa kaçıştı..Bağırmak istiyordum.. “Durun..Bende bir zamanlar yaşıyordum..Ben de nefes alıyordum..Korkmayın bu cansız bedenimden…” diyemedim...

Çok mu korkunçtum?.Bir el beni sıcak kumlara doğru çekti. İnsanların tatile geldiği bir deniz kenarıydı burası.Dalgalar beni bu kıyıya savurmuştu.. Anladım ki ilk denize girmemden bu yana bir mevsim geçmiş….Anneler çocuklarını uzaklara götürüyor, geri kalan meraklı gözler beni seyrediyordu..

“Kim bu, yazık daha gencecikmiş?” dedi içlerinden biri..Derken kalabalığı uzaklaştırdılar.Tanımadığım eller bedenimi oradan oraya çevirdi..Kalabalığa dönüp sordu biri; “Tanıyanınız var mı?” .

Evet, beni tanıyanınız var mı?.Neden o denize kendimi bıraktım? Bileniniz var mı?. Varsa bana da söylesin…Söylesin ve ölümüm artık bir anlam kazansın..

Ses çıkmadı onca kalabalıktan. Hiçkimse beni tanıdığını söylemedi. Belki de duymadılar..Herkes meraklı gözlerle gözlerini, cansız ve suyla dolmuş bedenime dikmişti.

Önce polisler resmimi çektiler oracıkta.Bir kağıdın üzerine kocaman yazıyla 'KİMLİĞİ BELİRSİZ' yazdılar.. Başıma yığılmış kalabalıktan kimisi istemsizce gülüyordu..Kendi çıplaklıklarına aldırış etmeyenler, bir ölünün çıplaklığına şaşırıyorlardı…

Beni kimsesizler mezarlığına gömdüklerinde artık tektim. Bedenim suya değil toprağa karışacaktı bundan böyle. Kaç mevsim bu toprakta kalacaktım bilmiyorum ama en azından çevremde benim gibi kimsesizler olacaktı.

Artık kimsesiz mezarımdaydım.Hem de hiç kimsesiz..Denize atladığım günden bugüne kadar ilk kez bu kadar mutluydum. İlk kez etrafımda benim gibi “kimliği belirsiz” ler vardı çünkü.

Yaşama, bir ölüyken anlam vermeye çalışacaktım bundan böyle. Artık yaşam; ne gökkuşağının yedi rengi ne de gökyüzünün uçsuz bucaksız sonsuz maviliğiydi. Yaşam, yarınları sorgulamaktı. Yaşam, bir ölüyken bile hayatı kucaklamaktı. Ve yaşam kimliğin belirsiz de olsa nereden geldiğini bilebilmekti…

Yorumlar

Başa Dön