Yine hüzün yine mutsuzluk…
Seni gördüm dün sabah rüyamda
Bembeyaz bir elbisen vardı
Ne kadar da yakışmıştı
O incecik vücuduna
Sapsarı saçların beline kadardı
Masmavi gözlerinse beni sana bağlayan en büyük etmendi
Sonra birden bir rüzgâr çıktı
Şimşekler çakmaya başladı
Korkuyordun ben de korkuyordum
Sürekli ağlıyordun
Sen ağlıyorsun diye ben de ağlıyordum
Ama seni kurtaramıyordum, yanına gelemiyordum, elini tutamıyordum…
Sonra birden şimşekler kesildi
Ardından da rüzgâr
Artık yanına gelebilirdim, elini tutabilir, seni kurtarabilirdim
Ama…
Yanına gittiğimde her şey için çok geçti
Sen yoktun
Aslında vardın ama…
O beyaz elbisen kefen olmuştu. Öylece karşımda yatıyordun
Konuşmuyordun, nefes almıyordun
Yanına geldim
Bedenin buz gibiydi…
Kalbin çalışmıyordu
Sonra o rüzgâr tekrar çıktı
Yine şimşekler çakmaya başladı
Kaçamıyordum, seni iyileştiremiyordum
Sadece bağırıyordum
Kimse duymuyordu
Duyanda yardıma gelmiyordu
Tıpkı benim sana yardım edemediğim gibi…
Sonra sabah oldu birden
Uyandım rüyadan
Mutluluk içinde
Hepsi rüyaymış diye
Ta ki senin o gece bir trafik kazasında öldüğünü öğrenene kadar…
Korku
bilemiyorum sadece bir rüya mı?