Koyu griye boyanmış, arada çakan şimşeklerle aydınlanan gök. Bol köpüklü, koca koca, birbirleriyle yarışan dalgalar. Büyüklükleri yetmez dercesine gökyüzünden denize hışımla boşalan yağmur. Hep beraber söyledikleri şarkı! Şimşeğin aydınlığında görünen manzara.Ürkütüyor beni..
Duymamaya, görmemeye çalışarak korkuyla, heyecanla yüzüyorum tam fırtınanın ortasında.bir dalga bi tarafa atıyor beni, öbürü diğer yana. Gücümün , cesaretimin bittiğini hissediyorum.Daha da korkuyorum!
Bitsin bu mücadele ! diyorum. Boşa cırpınıyorum! Kendimi bırakıyorum. Aşağılara denizin derinliklerine yepyeni bi dünyaya gitmek daha kolay geliyor...
Bırakmıyor dalgalar bei batacakken yukarı çıkarıyorlar beni; nefes alıyorum, şimşek aydınlatıyor etrafımı yeniden adrenelim yükseliyor kulaç atıyorum.
Nereye doğru, ne için, bilmiyorum ama atıyorum o kulaçları.
Yoruldukça, korktukça yeni kocaman bir dalga beni yukarılara cıkarıyor. Sanki gökyüzüne fırlatıyor beni.Bırakmıyor azgın dalgalı denız beni...
Artık gökyüzü, deniz ve ben garip bir oyun oynuyoruz.Korkmuyorum!!
Dalgaların, şimşeğin,köpüklerin,yağmurun o kaosta güzelliklerini keşfediyorum, seyrediyorum. Beraber cizdikleri resimleri ve şarkıları artık anlıyorum. Bazen eşlik bile ediyorum onlara cığlıklarım la.....
Onlardan biri oluyorum.!!
NEREYE? KİME? NE İÇİN GİTTİĞİMİ BİLMEDEN.....