Ay ışığı altında düşlediğim hayalim;
zamansız gelen bir martı gibiydin hayatımda.gelişi ve gidişi belli olmayan bir martı...sessiz çığlıkların oldu kimi
zaman kimi zamansa esip gürledin rüzgar gibi.bense bense her zaman sessizdim yavru bir kuş gibi.sessizdim sessiz ve sensiz çığlıklar attım oysa
sen hiç birini duymadın.hayallerimdin küçük bir çoçuğun büyüme isteği gibi....belki imkansız bir umut belki hoş
bir hayaldin belkide ben bilmesemde hep vardn
varlığınla bildim seni yokluğunu hiç düşünmemiştim.denizde bi kum tanesi eksilince deniz ağlarmış öyle
vardın hayatımda ve öylece kaldın eksilmeden tükenmeden.gidemedim senden uzağa oysa bi umuttun hep
vardın sanki hiç gitmemiş hiç bitmemiş gibi kalsaydın biz olurduk ben ve sen olmazdı hiç düşünmezdim
senden ötesini ama herşey yıkıldı sanki fırtınılar koparcasına
esip giden rüzgar yağan yağmurlar gibi hayallerim, umudum, gerçeğim... yok olup gittin. seni benden
alıp hiç bilmediğim ıssız diyarlara savurdu bu fırtına.ve sen yar bir sonbaharda ıssız diyarlara vuran fırtına
gibi düştün yüreğime.ama seni getiren o fırtına savurdu yine bilinmeyen ütopyama.