Küf tutmuş işte yokluğun. Gelsende değiştiremezsin odamın nefesimi kesen nütubetli havasını. Değiştiremezsin bir kenara bırakıp gittiğin gün yarattığın yürek yarasını. Aldırma sen boşver. Nasıl olsa birgün geçecek hepsi. Herşey çok daha güzel olacak...
Ne zaman o sessiz sahil kasabasından geçsen içinde bir yerlerde hastalıklı aşkın çıkacak bilyorum. "Kendim için değil, senin için gitmeliyim!" demiştin ya, o zaman boşver , ben bir kıyıdan dökerim acımı denize...Ağlamaklı olur balıklar belki ...ama biraz olsun kurtulurum yokluğundan..
Sana şarkılar söylemek en güzeliydi. Dizimde saçlarını okşamak. Anlamlı anlamsız bir göz kestirmesi ve sana aşık olmak güzeldi.İlk sevişmeler gibiydi tenine dokunduğum her vakit..Boğazıma takılırdı kelimeler her konuşmaya çalıştığımda gözlerine bakarak.. Sonra alıp götürürdü kanımdaki heyecan beni.. seni ..ve bizi..
Birgün sana senden daha fazla değer verdiğimi anladığım vakit koktum kendimden.."Ya giderse ne yaparım?" gittin ne yaptım?
Ayrılık oldu.. iki yol ayrımı..Sen gittin , ben bakanların defterine yazıldım.. Gittin ve baktım..İçimi kor alevler aldı.. Yüreğimi hançerledi yokluğun...Konuşamadım..Yaşayamadım...Ölemedim belkide...
Şimdi olsun boşver diyorum. Giden gitsin. Küf tuttu yanlızlığın bilesin. Bir kenarda öylesine duruyor. İyileşiyor yaralar..Belkide kabuk bağlıyor. Ben sana dair ne varsa hergün eksilttim...Şimdi sakın geriye dönme.. Şimdi sakın o içindeki hastalıklı aşkını iyleştirmem için bana gelme...Şimdi sakın bakma bana ilk aşkın yarattığı o özlemle...
Ve sen acıya gömülmeden git o anki gibi gittiğin yere..