Kur'an Onlara Yetmiyor Mu?

Kuran oldukça sade ve kolaydır. Anlamak için din eğitimi almak gerekli değildir. Allah bize Kuranı doğruyu yanlıştan ayırmamız için indirmiştir ve yaşamımıza dair her konu onda vardır.

yazı resim

Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. (Ankebut Suresi, 51)

Yüce Allah birçok ayetinde Kuranın yeterli olduğunu bildirir. İnanan insanlar Kurana uyar, Peygamberimiz (sav)in tefsiriyle bilgilenirler. Ancak buna rağmen bazı kişiler Kurana ilaveler yapmaya kalkarlar.

Müşrik ve münafıklar Müslümanlara zarar veren iki önemli güçtür. Kuranın yeterli olmadığı konusunda ittifak eder, dini yaşamayı zor ve karmaşık gösterir, dini içeriden çökertmeye çalışırlar.

Kuranı yeterli görmeyen bu kimseler, atalarından öğrendikleri hurafelerle Kuranı karıştırarak ayetlerden, Kuranda bulunmayan hükümler çıkarırlar.

Al-i İmran Suresi, 78. ayette, Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allaha karşı (böyle) yalan söylerler. buyrulur. Kurana doğru dillerini eğip büken, Kuranın açık hükümleriyle hareket etmeyen bu kişiler, ayette de haber verildiği gibi Allaha karşı yalan söylerler. Toplumdaki en tehlikeli mahluklar olan münafıkların yöntemi de budur.

Yüce Allah birçok Kuran ayetiyle müşrik ve münafıkları deşifre eder:

Onlar, yine de o sözü (Kuranı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? (Müminun Suresi, 68)

Kuran ayetlerinin çoğu Kitabın anası olarak ifade edilen muhkem ayetlerdir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde kayma olan müşrik ve münafıklar, fitne çıkarmak için kendilerince yorum yapmak için müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allahtan başkası bilmez.

A-li İmran Suresi, 7. ayette, müteşabih ayetlerin yorumunu ancak Allahın bildiği belirtilir; anlamları Allah Katındadır. İslam tarihi boyunca Kuranın müteşabih ayetlerini çarpık mantıkları ve çıkarları doğrultusunda yorumlayan sapkın kimseler, görüş ve akımlar olmuştur. Allah, bunun fitne olduğunu ve bu kimselerin kalplerinde kayma olan kişiler olduklarını bildirir.

Onlar, dünya hayatını Ahirete tercih ederler. Allahın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpıtmak isterler (veya onda çarpıklık ararlar). İşte onlar, uzak bir sapıklık içindedirler. (İbrahim Suresi, 3) ayetinde Allah, münafıkların önemli bir özelliğini daha haber verir. Allahın yolundan alıkoymak. Ne şekilde yaparlar bunu? Dini içinden çıkılmaz hale getirerek. Örneğin kolayca yapılacak bir şeyi son derece zorlaştırarak, yapılamayacak hale getirirler. Allahın dümdüz ve kolay olan yolunu çarpıtır, karmakarışık hale getirir; insanı adeta labirente sokarlar.

Allah`ın Kitabı, onun açık yorumları olan Peygamberimizin(sav) hadisleri ve hayata geçirilmiş hali olan Peygamberimizin(sav) sünneti inanan insanlara yeter. Kendilerince Kuranı yorumlayan bu kimselere sormak gerekir; Kuran ve sünnetin gerçek anlamda uygulanması sırasında hangi eksiklikle karşılaşmışlardır?

Allah, birçok ayette Kuranın yeterli olduğu konusunda insanları uyarır. Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin buyurur. (Nahl Suresi, 116) Böyle yapanların Allaha karşı yalan uydurmuş olacaklarına dikkat çeker. "Allaha karşı yalan uyduranlar ise asla kurtuluşa ermezler.

Araf Suresinde yine aynı yönde uyarı vardır:

De ki: "Allahın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız. De ki: "Rabbim yalnızca çirkin-hayasızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan isyan ve saldırıyı kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allaha şirk koşmanızı ve Allaha karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." (Araf Suresi, 32-33)

Allah, Kuran dışı helal ve haramlar uydurarak Kendisine iftira atanların hüsrana uğrayacaklarını bildirir ve onlar hakkında "gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır." (Enam Suresi, 140) hükmünü verir.

Kuran, haramlar kendilerine açıklandığı halde, üzerinde Allahın ismi anılan şeyleri yemeyenlerin, bir ilim olmaksızın, kendi hevalarıyla haddi aşarak kimilerini saptırdıklarını bildirir. (Enam Suresi, 119)

Yine Enam Suresinde hiçbir bilgiye dayanmaksızın insanları saptırmak için Kendisine karşı yalan uyduran kimseleri Allah, zalim olarak nitelendirir ve hidayete erdirmeyeceğini haber verir. Ve sorar Allah: "Yoksa Allah, bunları sizlere tavsiye ettiği zaman şahid miydiniz?" (Enam Suresi, 144)

Allah, Peygamberimize(sav), ayetler apaçık belgeler olarak okunduğunda, "Bundan başka bir Kuran getir veya onu değiştir" diyen cahillere şöyle cevap vermesini buyurur: "De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım ." (Yunus Suresi, 15)

Ayrıca şüphede olan bu kişilere Kuran, "bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allahtan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın. (Bakara Suresi, 23) ayetiyle seslenir.

Kuranın ifadesiyle müşrikler, dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır. Dahası her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır. (Rum Suresi, 32)

Oysa Allah, "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuha vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahime, Musaya ve İsaya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri etti (bir şeriat kıldı) (Şura Suresi, 13) buyurur. Ayetin devamında ise Peygamberimizin(sav) kendilerini çağırdığı şeyin, müşriklere ağır geldiğini haber verir. Oysa tek ölçü ve yol olarak yalnızca Kuran ve Peygamberimizin(sav) Kuranî yaşam tarzı benimsenmelidir.

Kuran oldukça sade ve kolaydır. Anlamak için din eğitimi almak gerekli değildir. Allah bize Kuranı doğruyu yanlıştan ayırmamız için indirmiştir ve yaşamımıza dair her konu onda vardır. Allah, "her örnekten çeşitli açıklamalarda " (Kehf Suresi, 54) bulunduğunu ve onda hiçbir eksik olmadığını buyurur; artık içimiz rahat etmelidir. Kuran kalbimizi açar; bedenimizin ve ruhumuzun şifasıdır. Ve Rabbimizin sözü, "doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. Onun sözlerini değiştirebilecek yoktur." (Enam Suresi, 115)

Peygamberimiz(sav) ahirette kavmini, "benim kavmim, bu Kuranı terk edilmiş bir kitap olarak bıraktı" diyerek şikayet edecektir. (Furkan Suresi, 30)

Allahın izin vermediği şeyleri kendilerine dini kurallar edinen müşrikler, Kuranda acı bir azapla müjdelenirler. (Şura Suresi, 21) Allahın ayetlerini çarpıtanlar, sonsuz ateşin içine bırakılacaklardır. "Çünkü Allah onların yaptıklarını gerçekten görendir. (Fussilet Suresi, 40)

Şu halde, sonsuz azaptan sakınmak için karmaşık, engebeli ve tali yollara sapmamalı, Kuranın aydınlattığı dosdoğru yol üzerinde olmalıyız.

Bu benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi Onun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup-sakınırsınız. (Enam Suresi, 148-153)

Başa Dön