Gözlerim yanıyor. Uykusuz, fasılalarla toplamı yek saati bulamayan puslu gece. Konsantre olamıyorum. Tevazua yer bırakmayacak güzellikte yaşasam da hayatı, gün geliyor yetemezken kendime, an oluyor bitiyorum. Melankoli zamanlarıma küstüğümden bu yana, bu denli yorgun ve karın ağrılarıyla dolu gecelerden uzakta yaşamaya alışmıştım oysa. Yaşadığımı hissettiğim her an, mutlaka aldığım nefese ortak olmaya gönüllü biri. Hepsi benzemese de baştan çıkaran “Lilith”e, yine de hepsinde ayrı bir dem, hepsi de ayrı ayrı birer zen. Ve ortada biçare düzülen.
Çığırımdan çıkıyorum, dalımdan kopuyor, kabuğumu kırıyorum. İlk içilen şarap tadında, tek kullanımlık şırınga ayarındayım. Her gelen havamı alıyor. Püskürtüyor biraz ucumdan. Bir bakıyorum, tükeniyorum. Bitmeye yakın annemi arıyorum. Onunla yeniden doluyorum. Kullanma kılavuzum anlaşılır değil pek. Farklı dillere çevrilse de her kelimesi, yerli olmayanlar kavrayamıyor hemen hepsini.
Yeniden yerime dönüyorum. Göz kapaklarım açıldı biraz biraz. Sabah oldu. Her yanım aydınlık. Kendi kendine yapıp yenen yemekler gibi. Menemen tadında bir sabah.
"Menemen Tadında Bir Sabah"
Gözlerim yanıyor. Uykusuz, fasılalarla toplamı yek saati bulamayan puslu gece.