Mevsimlik Köleler

Gençlik yıllarımda Doğu Karadenizin şirin ilçelerinden Ünye ve Fatsa bölgelerinde yapmış olduğum fındık işçiliğim sırasındaki gözlemlerimi aktarmaya çalıştım...

yazı resimYZ

] Temmuz ayının sonlarıydı .Havanın kızgın sıcağı altında Canik dağları arasından yol almakta olan kamyon,ham ve virajlı yollardan ağır ağır ilerlemektedir.Kamyonun üzerinde bulunan işçiler,kamyonun sarsıntısı ile sağa sola yalpa yapmakta,birbirlerinin üzerine
yıkılmaktaydılar.Kadınlı,erkekli otuz kişi kadardılar.Kadınlar,sadece gözleri görülebilecek şekilde yüzlerine siyah bürük çekmişler giydikleri geniş şalvarlarıyla kamyonun içerisinde birbirlerine sokulmuşlardı…

Fındık işcileriyle dolu olan kamyon,homurtuyla virajlı yollardan ortalığı toza boğarak kıvrılırken,toz bulutu arasından iki Fransız turist arabası belirdi.Turistler,kamyonun arkasına belirgin şekilde yanaşınca arabalarının hızlarını yavaşlattılar.Sanki gizli bir takibe koyulmuşcasına önlerindeki kamyonu takip ediyorlardı.Turistlerden biri,hedefi menzilin içerisine almışcasına fotoğraf makinasını, çantasından çıkarıp,İiçilerin görüntülerini çekmeye başlamıştı bile.Durumu izleyen işçilerden genç olanı,ileri fırladı,sinirlice el kol hareketleriyle “hayır çekmeyin” der gibiydi.Genç olan,içindeki duyguları işci arkadaşlarına bağırarak anlatmaya çalışıyordu:

”..Bu turistler,kendi memleketlerine döndüklerinde bizim yoksulluğumuzu olduğu gibi yansıtacaklar..”diye düşüncelerini sıralayıp dururken geri kalmışlığın kompleksini de dışa vurduğunun az çok farkındaydı…

Turistler,arabalarının gaz pedalına yüklenip,kamyonu hızla solladılar ve dağların arasından kaybolup gittiler..

Üç saat sonra Canik dağlarını geride bırakmış sahil şehri Ünye’ye inmişlerdi…Kamyondan aşağıya teker teker zıplayan işçiler,şaşkın şaşkın etrafa bakıyorlardı..Denizin hemen dibindeki parkın içerisinde bir kenara kümelendiler.İlk kez gördükleri denizi,hayretle izliyorlardı.Parkın değişik yerlerinde kendileri gibi kümelenmiş başka işci grupları da değişik bölgelerden gelmişlerdi.Bazı gruplar ise kendilerine önderlik eden işci başı kahyalarla, iş yerlerine gitmekteydiler…

Kamyondan inip parkta dinlenen işçiler,kahyanın uyarısı ile tekrar kamyonun üzerinde toplandılar…Kamyon,homurtuyla çalışıp,Ünye’nin Güvercinli köyüne doğru yol almaya başladı.Bir saat sonra köye varmışlardı.Kahya,katı ve sert bir ses tonuyla:

”-Hepiniz aşağıya inin bakalım.”İşçiler,ürkek ve çekinlikle kamyondan aşağıya zıpladılar.Ücretini alan kamyon şoföru, acı bir korna sesi ile işçilerin yanlarından uzaklaştı ve gözden kayboldu.

İşçiler,etrafı kolaçan etmeye başladılar.Etrafı yadsıdılar.Üzerlerindeki tozları silkeleyip durdular.Kahyanın:”-Beni takip edin” sözleriyle topluca onun peşinden yürümeye başladılar.Fındık bahçeleri arasında görünen eve yaklaşmışlardı.Evin yirmi-otuz metre solunda küçük bir kulübe sağında ise iki katlı betonarma ev mevcuttu.Kahya,işçilerden beş-on adım ilerde ortadaki eve doğru birkaç kez bağırdı:
“ Çaltı ağam ,çaltı ağam.”

Topluca ayakta dinelen erkeğiyle,kadınıyla,kızıyla ve çocuğuyla işçilerin tamamı,sesin yönelen hedefine doğru gözlerini dikmişlerdi…Merak içerisindeydiler.Kahya,birkaç kez daha yineledi,bağırmasını.Biraz sonra üçüncü katın ortadaki pencerelerden birinin perdesi yavaşca aralandı.
Camın gerisinde beliren adam,bakışlarını işçilerden tarafa yöneltmişti…Kısa bir süre
Sonra perde,açıldığı gibi tekrar kapandı.Biraz sonra camdan bakan adam,balkondaydı.
Başında fotörü,kır saçlı,uzun burunlu,iri göbeği ve elindeki asası ile elli yaşlarında gösteren adam,balkon kapısını da açtıktan sonra balkondan toprağa bağlantılı olan merdivenlerden iki basamak aşağıya indi.Sağa dönüp,merdivenlerin trabzanlarına yaslandı.İşçiler,bulundukları yerlerden fındık ağasına bakıyorlar,ağır çekimdeki bir flim gibi izliyorlardı.
Çaltı bey,bulunduğu yerden yeni gelen mevsimlik fındık işçilerini süzdü.Sonra:

“-Beni dinleyin bakayum.Ha burada bir süre kalacaksınız.Benum fınduklarımu sizler toplayacaksınız da.İnsanlığınızı unutmayun.Bunun haricunda yanlış bi işinuzu görmeyeceğum.Zira itibarum sarsılır.” Eliyle kendisini göstererek :”-çaltı beyin mahiyetunda çalışanlar kötü çıktı demesunlar.Tamam mı daa.” Son kelimelerin vurgusu oldukça sertti.

Başa Dön