Akşam oluyor yine, gülücüklere gebe kalmak isterdim oysa yine akşam oluyor ve damlalar beni bekliyor. Gitmeliyim. Geceye yine adım atıyor ayaklarım, yüreğimde ayaklarımın peşinden bir mumda gizli kalan anılarıma sığınıyor, ne yapsın?
Boş salonda oturmuş birini görüyorum, karşısına almış yıldızları. Karanlık içinde öylece yanan mumda teselli arıyor. Belki onca insanı var ona sevgi vaat eden ama o içindeki şüphelerden bir türlü sıyrılamıyor.
Ne ki sizce onu böyle hep mum ışığında tutan. Bir güvensizliktir çökmüş içine, gurbet ellerde kalmış bir bahar ayında yapayalnız. Üşümüş en sıcak yaz günlerinde. Kabus olmuş hayatındaki insanlar. Yılmadığını göstermek için çabalamış hergün ama hep kapana kısılmış. Bir tek kendi bilmiş çektiğini. Nazara gelmiş.
Güzelliğide pek yokmuş sadece masum bakan o gözlere aldanırlarmış, yüreğini yansıtan o gözleri yakarmış can. Ama o hep sevdiği yürekte kalmış. Sevdiği napmış dört kere pişman olup canını yakmış ve o her seferinde sevdiğiğnin uğruna af eden olmuş. Bakmış ki bir gün kandırılmış sahtelikler oynanmış. Gecenin koynuna atmış kendini ve yalnızlık o günden beri onu melek yapmış.
Melek isterki seven gönülle oynanmasın. Asıl sahtelikler rol oynayan o zalimlerde kalsın.