Müslümanlar Birbirleriyle Değil İnkarcılarla Mücadele Etmeli - II

Şefkat, sevgi, barış ve kardeşliği esas aldığımızda, Allah inancı ve sevgisi hakim olduğunda dünya adeta cennete benzeyecektir. Allahın dilemesiyle fetih ve zafer geldiği zaman, "sizinle birlikte değil miydik?" diyenlerden olmamak için bu mücadelede herkes safını belirlemelidir.

yazı resim

Kuran, Peygamberimiz (sav), İslam; bütün insanlığı kucaklamak için geldi. Kuran ahlakının hakim olmasını amaçlayan her Müslüman, İslamı ve güzelliklerini, Peygamberimiz (sav)in yaptığı gibi ayrımcılık yapmadan, ihtiyaç içindeki herkese anlatmalı. Bu falan cemaatten, onun giysileri uygun değil, şu ehl-i kitap diyerek ayırım yapmak, insanların büyük çoğunluğunu şeytanın yoluna, sonsuz azaba itmektir.

Bizler, "bizden olmayana" baştan önyargıyla düşmanlık edersek, İslam ahlakının dünya hakimiyeti nasıl gerçekleşecektir? İşte samimi mümin insanları kaybetmek yerine kazanmaya çalışır. O, insanları hakka davet için çaba gösterir ki insanlar dalga dalga Allahın dinine girsin

Talebelerinden Sayın Tahir Gürdere, Bediüzzamanın "bütün imanlı Müslümanlar, hakiki müminler hiç şüphe etmesinler ki, istikbal yalnız ve yalnız İslamındır" ifadesini aktarıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Hristiyanlık da diyor Üstad, Hristiyanlığa anlatıyor ne olacağını, Hristiyanlık da hurafattan tahrifattan sıyrılacak. Beşerin fıtri dini olan İslamiyet saracak Hristiyanları diyor gördünüz mü sarmış elhamdülillah. Rusya dinsiz kalmaz diyor Üstad, Hristiyan da olmaz diyor. Müslüman olacak diyor. Maddeten de İslamiyet, istikbale hükmedecektir Allahın izniyle."

Müslümanlara büyük acılar yaşatan deccalî fitneyi sona erdirecek ve sadece Müslüman aleminde değil tüm dünyada barışı sağlayacak olan, Müslümanların sevgi, samimiyet ve gönül birliğidir; İslam Birliğidir.

Ancak bir kısım Müslümanlar, zulmün panzehiri olan İttihad-ı İslamdan asla söz etmiyor, İslam ahlakının dünya hakimiyetini ağzına dahi almıyor. Yalnızca namaz, oruç gibi ibadetleri yerine getirdikleri için kendilerini yeterli görüyor, İslam Birliğini savunanları, İslam ahlakının hakimiyeti konusunda söz söyleyenleri ve çaba içinde olanları dayanaksız iddialarla suçluyorlar. Bu yanılgının Allah Katında kuşkusuz bir karşılığı olacaktır.

Dinsizliğin, insanı ve toplumu yıpratan etkilerini ortadan kaldırarak, Kuran ahlakının güzelliklerini yerleştirmek, tüm insanlara yapılacak en önemli yardımdır. Kendini yeterli görmek, mücadele etmeyi bilmediği, bu sıcakta çıkamayacağı ya da "evi açıkta" olduğundan "oturmayı" seçmek, bu amaçla yapılan çalışmaları desteklememek vebal olur. Şefkat, sevgi, barış ve kardeşliği esas aldığımızda, Allah inancı ve sevgisi hakim olduğunda dünya adeta cennete benzeyecektir. Allahın dilemesiyle fetih ve zafer geldiği zaman, "sizinle birlikte değil miydik?" diyenlerden olmamak için bu mücadelede herkes safını belirlemelidir.

Müslümanların birlik olması ve ardından Kuran ahlakının yeryüzü hakimiyeti, Allahın vaadi ve Peygamberimiz (sav)in vasiyetidir. Bu, her Müslümanın özlemi, ideali ve davası olmalıdır.

"Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız. İhtilâfınızdan istifade eden zalimlere karşı "Müminler ancak kardeştirler" (Hucurat Suresi, 10) kale-i kudsiyesi içine giriniz, tahassun ediniz (sığınınız). Yoksa, ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz." (Bediüzzaman, Mektubat)

Fuat Türker

Başa Dön