Necip Fazıl'a atfedilen bir hikaye vardır.
Üstad bir gün sokakta yürürken önünden bir kadın geçer. Necip Fazıl arkasından bakar. Öyle alımlı, öyle hoş bir hanımdır ki, gözden kaybolana değin arkasından bakakalır.
Sonra bir gün yine aynı yolda üstadın önünden bir cenaze alayı geçer. Üstad bu sefer tabuta bakakalır. Omuzlar üzerindeki tabutun salınımı, ona aynı yolda gördüğü kadının yürüyüşünü hatırlatır. Ve bir an tabutta onun olduğunu, beğendiği o kadının öldüğünü düşünür ve oturup ağlar...
Muhtemelen bu olay üzerine bir de şiir yazmıştır ama hangisi bilemiyorum.
Aslında bazen üstad gibi yapmak lazım. Gidenin, gidip de gelmeyenin ardından, öldüğünü düşünüp bir anlık yasını tutmak lazım. Baktın ki ağlıyorsun o zaman hiç durmamak ardından gitmek lazım...