herkesin etrafında kalın duvarlar var.aile,meslek,toplum,hayallerimiz hatta hayal bile edemediklerimiz,din,gelenek,hurafe,alışkanlıklar,kurallar...
bu işin sonu nereye varır bilemem.uzadıkça uzar,ne için, ne sebeble yaşadığını tam olarak bilemeyen ve hiçbir zaman da bilemeyecek olan,koskoca evrende yapayalnız bir küçük dünya üstünde saçma bir oyalanma içinde koşan birer ölümlüyüz.her günü bir oyalanmadan daha fazla bir şey olarak görmek pek anlamsızdır aslında.hatta anlam ve anlamsızlık nedir derseniz o da belirsiz.
binlerce yıl boyunca buralardan daha iyi bir yer olacağını ümid ederek yarattığımız dinler,toplulukları gütmeye yarayan ahlak ve kültürlerimizi ayakta tutmanın yegane yolu kan ve savaş, ayrı topraklara gömülü ataların peşinden koşmak....
insan ne gariptir,garip olmanın tek adresidir belki de.tüm gariplik bizde başlayıp bizde bitiyor, durmadan kendi kendimize konuşan deliler gibiyiz.oyalanmak için icad ettiğimiz müzik bile yetmez bazen sesleri bastırmaya.halbuki ne kadar da ilerledi müzik bilimi, teknolojisi,oyalanmayı iş haline getirdik ama bazen o bile işe yaramıyor herşey durduğunda....