"Kitaplarımı yakmayın; çünkü yakarsanız, o zaman hakikat denen şeyin ne olduğunu bilemezsiniz." - John Milton"

Ölen Aşık Ardından

yazı resim

bugün sana benziyor diye
sohbet ettim onunla
gözlerine baktım sana bakarcasına
içimi ısıttı...
o anlatırken ellerine baktım
senin diye...
ellerinle konuştum.
elimi tutuşun...
o anlatırken elleriyle
seviştim...
onun ellerinde sen vardın.
onun gözlerinde
ağzında, dişlerinde,
gülüşünde, çenesinde
hep sen vardın.
sevgiyle baktım
okşadım onu gözlerimle
sıcaklığını çektim içime.
özledim, çok özledim
çook...
yüreğimden göğsüme yayılan acı
boğazımda yumru olup
nefesim kesilip
burnum doluyor
gözlerimden yaşlar istemsiz
akıyor kalbime...
bu kadar acır bir yara...
kalbim acıyor.
bir daha görememek
ölen sevgili ardından
ölmek istemek
elinden bir şey gelmeden
çaresizce ağlamak
ağlamak...
şimdi aşk oldu...
kavuşmak hayal...
ölmeseydin bende
daha fazla ölecektin belki de
acıtmadan, sevgisizce...

KİTAP İZLERİ

Sırça Köşk

Sabahattin Ali

Sırça Köşk: Yıkılmaya Mahkûm Bir Düzenin Alegorisi Sabahattin Ali, son eseriyle sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda cesur bir veda ve sarsılmaz bir ithamname
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön