SENSİZLİK” bir ölü yiyici kuş gibi dikili başımda
Kulağımı sağır eden
Bir sessizlik senfonisi eşlik ediyor
Çöl ortası yalnızlığıma.
Dilsiz ve ışığı sönmüş gözlerle
Son cemre düşmüş yitik yüreğe.
AŞK ölü bir kurban
Sıcak henüz bedeni
Soğumamış, katılaşmamış
Oysa sensizlik;
--Sensizliğim
Bir ölü yiyici kuş olup dikilmiş başımda
Kalkamam ayağa
Taze bir ölüyüm ayrılığın kucağında...
Görüyor musun toz duman kaplamış bulutları yaz günü
Tütsülenmiş aşk kokuyor ortalık
Bir yanı hala çırpınan bir beden;
Bir kadın
--Ki aşkta bedenlenen
Can çekişiyor
Bir yüzü ölüme dönük
Bir yüzü tutunmak ister gibi dündeki bir alacakaranlığa
--Ah ne yazık ki
Aç bir ölü yiyici kuş dikili bekliyor başucunda
-Sensizlik- yazıyor nüfus kağıdında
Hüviyeti olur mu hiç bir hayvanın deme bana
Sicili bile mühürlenmiş iki dudağın arasında...
Bir damla gece damlasa aşkıma
Ya da senin bir bakışın kurşun olup saplansa
Şu lanet olası ölü yiyici kuşa
Soluklanır belki son kez aşk bedenimde,
Belki umut vardır hala...
Sihirli birkaç kelime dolansa dilinin ucuna
Hani o sırf ikimizin bildiği
Başka bir dilin hükümdarlığındaki tılsımla
Koymaz bana bitişler, bitirişler
Ölümün soğuk nefesi ılıklaşır boynumda
Uzanır dudağım
Aşka uzanırcasına...
Kapanıyor gözkapaklarım kara bir tül gibi
--Yalnızlığımla,
Birazdan sallanacağım ecel salıncağında...
Eğer alıcı kuşumun kanında tutku varsa bir yudum da olsa
Aşk yeni bir yuva bulacaksa yürek atışında
Helal olsun parçalanan her bir hücrem
Aşka bedenlenen yeni dünyaya
Ölü yiyici bir kuş ile bile olsa...