"Kitap okumaktan gözlerim mi bozulmuş? Asıl okumadıkları için ruhları bozulmuş olanlara acıyorum.'' – Fyodor Dostoyevski"

Ölümde Bile Yalnız

Yatağa yattığımda her gece sanki soğuk bir kefen örtüyordum üzerime sıcak bir yorganın yerine... Aradığım sıcaklık sanki ölümde gizliydi ama yine yanlız!!!

yazı resim

uzandığımda yatağa her gece
daha çekmeden battaniyemi
üzerime
bilirim uyuyamayacağımı
bir külçe gibi ağır
ya da istanbul kadar yorgun
olsam da
bilirim uyuyamayacağımı

karanlıkta
uzatırım bacaklarımı
ellerim
sağ yanağımın altında barışır
ve
salıveririm kulağımı
dar yollarına sessizliğin

çığlıklar duyarım her gece
ağıtlar yakılıyor sanki
biri ağlıyor
yakını ölmüş... kim bilir
çocuğu ya da kocası
ya da..... kim bilir

biraz daha dinlerim iyice
oysa köpekler havlıyor
ay ışığından ürkmüşçesine
belli belirsiz müzik sesleri

biraz daha dinlerim iyice
oysa çığlıklar içimden
yakılan ağıtlar içimden
göz yaşları içimden

her gece ölüyorum ben
ağıtlar yakıyorum kendime
çığlıklar atıyor
ağlıyorum

her gece ölüyorum ben
o sessizlikte
o yalnızlıkta
ölümde bile yalnız
ağlayan da
ağıt yakan da ben
ve her gece ölüyorum ben

yaşam rutin bir işçesine
ölümü kusuyor üzerime
her gün her gece

örtüveriyor battaniyesini
- beyazdan -
her seferinde biraz daha pis
biraz daha yırtık

her gece ölüyorum ben
ölümde bile yalnız

01 mayıs 1996 bodrum

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön