.
I-
Ders ziline ezan dedi meryem
miryam çan dedi
ezan çan karıştık sınıflara
günaydın Türkiye
günaydın Dünya
günaydın öğretmenim
benim ilk öğretmenim
jozef menda
cumhuriyet mekteplerinde okumuş
cumhuriyet ordusunda yedek
ve subay
ve öğretmen
ve yurttaş
üşümüş babası
elleri çatlayıncaya kadar üşümüş
ateşler içinde çalışarak üşümüş
varını yoğunu vermiş AŞkalesinde
Albayrak benim okulum
komşu duvar istiklal
kurtuluşa bakar kapısı
Atatürk gibi yürürdük
cumhurun önünden geçerken
bütün çocuklar öyle yürürdü
bütün çocuklar
böyle büyüdü
başlarında kasketleri vardı
kasketlerinin durnaları vardı
ali dur
ali yürü
ali yat
ali kalk
koş memet koş
her evde bir asker yaşardı
türküm doğruyum çalışkanım
Marchallın sütüne alışamadım
toz gibiydi
zehir gibiydi
beyazdı
beyaz zehir gibiydi
her sabah kanıma karıştı
kanım aktı Korede
tUzak cephelerde öldüm
varlığım armağan edildi
m/İllet vekillerine
ben bunu cumhuriyet kürsülerinde
bizzat kendilerinden dinledim
II-
Birlikte gittiler okula her gün
bir buçuk saat yürüdüler
akşamları bir buçuk daha
bazen önde Mehmet bazen Ali
kol kola MehmetAli
köye vardıklarında
köyün saati yorgun
sakinleri yorgun
davarları yorgun
evleri hiç olmadı ağanın köyünde
ev demek ağa demekti
ağa demek mal demekti
mal demek ıh demekti
Hey gidi dağlar hey gidinin ağaları
bir dağdan çektiler bir de ağadan
dağlar yol vermedi düze
dert geldi devlet gelmedi
sayrı geldi sağlar gelmedi
aman dediler yaman dediler zemheride
seslerine ses değmedi
beş yılda bir cevap geldi
beş yılda bir zarf verildi ellerine
efendimizsiniz demedik mi size
şimdi efendi efendi oy verin bize
III-
Bir gün şehre gidelim dedi bizim adam
gayrı toprakta iş kalmadı
hem demiyor mu devlet
köylülerim gelin kente
biz de gideriz üç beş hemşeri
bir gecede kurarız
biz de otururuz
apartman gibi bir evde
ve gittiler
ve gittik de
oturduk bir kişi
beş kişi oturduk
üç-yüz-atmış-beş kişi oturduk
kurum kapılarında iş-iş diye kudurduk
Kahveye dadandık sonra
düşman dadandı kahveye
kafası estikçe taradı
bir seferinde ben öldüm
diğerinde kolumda öldü ihtiyar
camekanın önünde otururdu
en öndeydi yaşça
ve en neferiydi Çanakkalenin
düşman kurşunuyla ölmedim dedi
ölmedim süngü darbesiyle
öldü ve içerledi
vatandaş kurşunuyla ölmeye
hep derdi
acemi efendi acemi kul acemi köle
benim başımda öğrendi berberliği
saflığı kurnazlığı
aptalı akıllıyı
tüysüzü sakallıyı
sırtımda taşıdım mektebe
adamlık öğrensin diye hergele
IV-
Sene sevgiden sonra
ve onlar;
sümüklü oğlanlar
yapıklı kızlar
doğmadan önce
gönül parkımızda oynadılar
onlar doğdu
biz öldük
V-
İştahları kabardı baronların
kaçakçıların
uyuşturucuların
fuhuşçuların
silah tüccarlarının
endüstri patronlarının
tahrip gücü yüksek
şirin sevecen ses
ve bir o kadar ikircikli hevesle
- alın çocuklar oynayın
bunlar oyuncaklarınız dediler
bu silah iyisidir dediler
mermi alır yığınla
yere yatın
pusu kurun
arkadan vurun dediler
"elden gidiyor memleket"
Acı kahveler içildi
üstüne bir bardak su içildi
sık-sık ve sıkı-sıkı kontrolden geçildi
kim kimin içinde
kim kime ait
kim
kim
-kimlikler lütfen
neciyiz necisiniz kimiz kimlikteyiz
kimseden farkımız yok
-kendi kendinize konuşmayın len
VI-
Bir gün sağ yapıyorduk
sol yapıyorduk başka bir gün
bir ses sürekli kaç diyor
sürekli kovala diyor başka bir ses
bir ses sürekli gel diyor git diyor
gel gel gel ehoooop
camiye çarptın be agop
Ekmekler ayrıldı
ekmek kapıları
işçiler fabrikalar
sendikalar patronlar
çalışanlar çarşılar
kütüphaneler kitaplar
mektepler talebeler
hocılar hocalar
öğretmenler
ayırdılar müfredatları
önce devlet bozuldu sonra bozuldu ekmekler
BŞ: satırbaşı notları - 1/129