biraz ot yanığı
o kadar
ciğer öksürmeyi bile keser
maria söylediğinde
annenizi öldürdüklerini sandığınızda
bir kadının sizden nasıl da itirazsız gittiğine şahit olduğunuzda
acının tillahı bu sandığınızda
ayna kırıp hayatın aksini çoğalttığınızda yani
biraz ot yanığı
o kadar
ciğer ağlamayı bile keser
telefon geldiğinde
sarhoş bir kadın
yanlışlıkla çevirdiğinde belki
belki uyandığında aradığından alışkanlıktan
ya da ardında bir enkaz aradığından
“siktiğimin dünyası umrumda mı lan
bir kez de olsun sen kal”
demeyi çok istediğinizde
“iyiyim” dediğinizde yani
maria söylüyor sandığınızda...
söyleyeceğiniz bir şey olup olmadığını sorar
“çok seviyorum seni” diyecek gibi olur
susarsınız
ot acısız, kıvılcımsız, dumansızsa
o “bir şey” söyler sanırsınız
sonrası dijital lâ
gözleri gözünüzde
yanağı gözünüzde
götü memesi saçı nesi varsa gözünüzdedir artık
bir de misal sigara içerken bir resmi
ya da omuzlarının üzerinden dönüp baktığı bir an
içinizde yanarken ormanların en büyüğü
ve üstüne maria söylüyor sanıyorsanız halâ
bir vedanın acısı
annenizinkini bastırmışsa yani
biraz ot yanığı
o kadar
ciğerinizdeki nefesi bile keser
lakin biraz yanık hiç bir aşkı eritmez