Özgürlük bir sevdaydı; yanık kokardı.
Küllerinin üzerinde dolanırdık çıplak ayaklarımızla,
Atlarına binmiş atalarımızın yitik ruhlarının hayaletleri
Bir ağızdan söylerler isyankar türküleri
Bir çılgın bir arsızdır gönül
Ayaklanmak ister varoş sokaklarında
Yanmamış yıkılmamış taş caddelerde
Yeniden doğmak ister sokak çocuklarında
Analarımızın savruk eteklerinden dökülür
Babalarımızın tütün kokan parmaklarından
Ölümse ölüm, zindansa zindan,
Ne farkı vardı bedeli ödenmemiş hayatın
Ne farkı vardı ölümün yaşamımızdan,
Boyun eğmektense diz çökmektense zulme
Hezimete rağmen haykırmak ister gönül;
Sür! Ey cellat! Başımı al dağlara sür!
Susturabilir misin feryatlarını acılı yüreklerin?
Susturabilir misin ölü ruhların türkülerini?
Cesaret eder misin, şaşarım akılsızlığına,
Bir alevde benim vucûd-u ebediyemden yükselsin,
Bir feryatta benden inlesin,
Bir satırda benden
Yanık kokuyor şimdi tenim,
Sevdamın adı özgürlük şimdi...
