Özlersiniz hep sizler
yuvarlak bir masa
ve başına toplanan sandalyeler arasında
sıkışıp çatlaklığı
kuraklığı
dudaklarınızın denizine yazık olur
ben hep o denizin kıyısına vururum
ben hep ağlarım
siz özlersiniz.
Özlersiniz hep sizler
beş dakika aralarını
zamanlar tanındıkça akçacıklarına zamanın
bütün solucanları görmeye başlar
dünyanın
kemirmeye başlar fayını
ben kayarım
yanarım
Özlersiniz hep sizler
limansız sokakları
yapraksız ağaçları
benim kanım kurudukça kurur
kalmaz akyuvarları
Özlersiniz hep sizler
kendiniz gibi kendinizleri
benim kanım madde olur
özler
parçacıkları.
eylül 98 zeytinli bahçe