Özlenen Kıyamet

yazı resim

Her hastanın başında kırk ölümlü bekler
gamzelerime düşen gülün göz yaşlarıydı sevdan
hangi aralık ördün saçlarımı bilemedim
cansız bedenler örtüyordu musalla da taşı
uğurlamak üzere hazırlandı gamsız bir baykuş
vakti bulup sarmalı eşi dostu arkadaşı

telaşında kayboluyor şehir hayat dedikleri bu
giden gelen gam sefa cefa vefa ay güneşe zıt
ellerim bir ağaç gibi kuruyor ve ben göremiyorum
içimde kuruyan bir şeylerin zamanla dışıma vurduğunu
hesapsız yaşıyor hesaplı harcıyorum artık
narçiçeğim uykulu gözlüm yalnızlık cem ediyorum

nedendir bu vurma telaşı kalktıkça ayağa topal atı
zavallı düşler kuruyorum kimselere dokunmadan
zembereği boşalmadan hayatın mutlu olma telaşındayım
başkası yok almıyorum satmıyorum yine de alınıyorlar
en azap halinde çileye düştüğüm anları gören söylesin
dokunur bir masuma da diye kaşlarımı bile çatamıyorum

kaç gece semaya kalkan yıldızları seyrettim
avuçlarımda ki çizgilere inat az ama düz gittim
kime anlattımsa masalımı gökten düşen elmalarımı çaldı
sonra ben aramak yerine yeni masallar ürettim
masal için gece lazımdı gece için hece kalem kahır
düşüncelerim önüme düşünce uyumayı da uyuttum

haydi kalk dizlerinde dermansız ya boş ver ayaklan
şehre çökmüş kara bulutlara inat ak pak alnını sokaklara vur
kimse bilmez yürürken kendinle konuştuğunu sen de söyleme
gelip geçenler olur yanından gülerler bu işe mütemadiyen
sakın anlatma onlara bilmesinler şiirlerinle yaşadığın aşk’ı
hala arıyor sansınlar samanlıkta bir başına seyranı

sonra mı sonrası daha ilk başından belliydi
ölümlü hayat insafa gelir bir gün ve dikilirim karşınıza şiirlerimle
kopartır kıyametini sevgili Tanrı

]

Yorumlar

Başa Dön