Pencerede İhtiyar

Gençlik sona süratli ilerleyen bitmeyeceği sanılan yolcu, ihtiyarlık hesaba katılmayan sonuç

yazı resim

Pencere önünde
ihtiyar bir adam;
gözleri uzaklara dalmış
seyrediyor sanki
geçmişin sisteki görüntülerini
kaldırıp bir bir
hatıraların tozlu örtülerini,
bıkmadan.

Kah sevinçle doluyor,
kah ağlamaklı oluyor.
Hangi diyarlarda,
hangi anılarda geziniyorsa kim bilir?
Bâzen nefesi kesilecek gibi
derin derin soluyor.

Kim bilir, belki düşünüyor
ele, avuca sığmayan
delişmen gençliğini...?
Belki...bir hayal olan hatıratını
bozulan sağlığını,
bir daha geri gelmeyecek dinçliğini...

oysa şimdi bir enkâz kalmış
o şaşalı mâziden geriye..
dönmüş bedeni;
bir kemik, bir deriye.
İçten içten kızıyor belki de
canını talan eden,
hayatını mahveden,
zaman denilen uslanmaz serseriye...

Önde bir pencere
dünyaya açılan..
ve o pencereye sığacak kadar bir manzara..
görebildiği sadece bu!?
Bâzen düşünüyor:
Kuyudaki Yusuf’u
Balıktaki Yunus’u
Düşündükçe ruhuna
Serpiliyor su.

Sonra kendi durumu tekrar tekrar
geliyor gözlerine:
budanmış bir ağaca dönen bedeni..
hissediyor âniden,
hançer gibi,
vücuduna inip kalkan neşterleri.
Yeniden dökmeye başlıyor
kırış kırış alnından
soğuk soğuk ecel terleri
anımsayınca,
âh ederken acıdan
tırmaladığını yerleri.

Hastalık, bir başka hastalık
ameliyat, bir başka ameliyat.
Usanmazsan yataklarda
yatalak yatalak
yatabildiğince yat;
hayat diyorlar buna
nasıl diyorlarsa hayat!?

Ne gözleri görüyor artık
ne tutuyor elleri
hayal-i sükut olmuş
bütün hayalleri
bir divan üstünde
kah yatarak
kah oturarak
geçiyor ömrünün hazan günleri.

Pencere önünde bir adam:
seyrederken manzarayı
iç geçiriyor durmadan.
Yaş çıkmasa da
gözleri kan çanağı ağlamaktan
artık hiçbir zevk,
tad almıyor, alamıyor
ne dünya ne yaşamaktan.
Yok ölmekten başka bir arzusu
sâdece onu istiyor Allah’tan.

www.kadirkaraman.com ]

Başa Dön