"Rüyanın harika bir şiirselliği, mükemmel bir alegorisi,
emsalsiz bir mizah anlayışı ve leziz bir ironisi vardır." -Hildebrandt
"Hayat ne kadar temiz ise, rüya da o kadar temiz olur. hayat kirlendikçe, rüya da kirlenir." -Hildebrandt
"Metafiziğin kapısı uyanık olma durumu değil, rüyadır. tabii söz konusu olan, insansa." -Du prel
Ben bu şiirselliğe ömrümü verdim. Alegorisinde boğuldum. Mizah anlayışı tam bir devrimdi ki; ironisinde can buldum.
Freud'un rüya için yaptığı "arzu tatmini" tanımından sonra her şeye inancımı yitirecek gibiydim.
Her ne kadar analizlerini idrak edebildiğim kadarıyla doğru bulsam da, rûya sadece rûya olmadı benim için. Nefesim diyorum ben ona, hoşuna gidiyor.
İnsanın kaybettiği, en sevdiği varlıkla rüyalarında buluşması nasıl bir mucizedir benim aklım almıyor.
Nasıl dokunuşlar bu kadar gerçek, kokular bu kadar keskin?
12 yaşımda mıyım ben hala?
Nasıl da bir 'hayat öpücüğü' tavrı var ben ölüyorken.
Nefesini katıyor nefesime; ruhum sarhoş oluyor..