"Yarın 2026'ya giriyoruz. Demek ki hala 'yeni bir yıl, yeni bir ben' diyecek kadar safız." - Mark Twain"

Sabıkam Kayıt Altında

Düştük, yaralıyız. Tamda bayrağı dikecekken zirveye. O nasıl bir rüzgârdı sevgili? Bu nasıl bir düşüştü? Kırıntılarımızı topluyorum şimdi.

yazı resim

Kovalandıkça kaçıyorum.
Tüm aşklar peşimde sabıkalıyım artık bu şehirde.
Bütün yıldızlara anons edilmiş kaçtığım.
Yine sana geliyorum sanırım.

Büyüdü artık terk edişlerim.
Aşk dağının tepesinden düşmek gibi seni sevmek…
Düştük, yaralıyız.

Tamda bayrağı dikecekken zirveye.
O nasıl bir rüzgârdı sevgili?
Bu nasıl bir düşüştü?
Kırıntılarımızı topluyorum şimdi.
Aşkımızı yerken çok fazla dökmüşüz yerlere.

Çöpçüler dahi al(a)mıyor. Kimdeyiz şimdi bilmiyorum. Hangi hicran vuracaksa vursun bizi.

Kanatlarına hayallerimizi yüklediğimiz beyaz güvercin…
Bir aşkzede vurmuş, kanadı kırılmamış,
ölmüş.
Belki bilmeden vurmuştur aşkzede…
Vururken avcının hayalleri de terk edilişler tarafından vurulmuş.
Beni de bu yazıyla vur işte…
Sevdaların bu kadar acımasızlaşacağını nerden bilebilirdik ki?
Mutlu rolü mü oynadın?
İyi bir oyuncusun benim sahnemde artık.
Çünkü ben sevmenin rolünü yapmayı beceremiyorum…

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön