"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Sadece Bir Şairdi Desinler Bana

Bu şiir, ölümün gölgesinde bile ölümsüzleşen şairin yazılarını, hayatın çelişkilerini ve modern toplumun yalnızlığını anlatıyor. Gündelik zorluklar, şehir hayatının acımasızlığı ve zenginlerin umursamazlığı karşısında insan ruhunun direnci ve sanatın kalıcılığını vurguluyor. Yalnızlığın hem bir sığınak hem de bir yük olduğu bu şiirsel yolculuk, okuyucuyu zamansız bir düşünce nehrine davet ediyor.

yazı resim
  • Sonra... Sonradan sonra

Yine

Bir şair ölür...

Binmilyondoksandokuzolur Ama yazısı kalır El verir Elli olur Yüz verir Yüz olur Güz alır Bahar verir Yazdıkları ölümsüz olur Gök semada

Kara çarşafı germekten kaybolmuş Elleriniz ve nasıl ki mecbur
Nasır tutmuş yüreğiniz. Kirli çarmaşırlara bürünmüş zamanınız efil efil... Yetersizliği bana Güya yalnızlığı sizin olsun Dünyanın
Nefes alamıyorsun Hayata yakın ama Terksen ki hayat yolunda Mevad ellerinde Bozgun geceler kaybeder Yıldızlarını kendileri gibi Sevmek eski zamanların işi
Elbette hep bi çömez Gelen bebeler (Angara ağzı) Kristalleriyle ağlamaklı Renk verir heryere Kuars içine dönük
Karanlık serinde Demlenir neden?

-Arsızsa bu yalnızlık çıkarma hiç koynundan-

Şehirler kuran hükmün
Deresinde bir yengeç Ölür mavi beyaz
Alakart sofralarının kahkahasında Şişmiş karınlı baronların, Damarları gerinmez Ne sandın hırsları Doyumsuz olur elbette Doyuramazsın Etrafın leş kokusu dolar Yapay bataklıklarda bir tek Sivsisinekler and içer
Kan emmeye Kurbağalar yine ölür
Yeşil üstünde benekleriyle... Bir orman çöl olur yavaş yavaş Tevazuyu terksen Mutenahi aklınla Sayrı ellerinden kaçan deniz
Ulaşır bir bir unuta Unut çünkü bahçelerin sınırları Olmamalı Daha fazla yeşerebilesin
Toprak mı sana muhtaç Sen mi toprağa Yoksa açmış ağzını Bir şimal garp Antartika Açarken ıslahını kendi bildiğince yapar yerli yerini artık
Dokunma afeti deryanın Başındaki O son küçük balığa.

-Kendimin ellerinden kendimi tutuyorum-

Göremeyen göz
Düşünmeyen akıl, Ulak bı zaman ve Pratik bı zeka tutulmuş gibi Sorgu sana ne bahşedilmişti Sen ne yapmaya çalışıyorsun Kara içinde bir nesne Su içinde bir yansıma Semada bı yıldız
Söyler sana... Senden güzeli Aynalarda mı sanıyorsun hâlâ İçinde olduğun, içini neden
bitiriyorsun. İnanç mabetlerinde kendini mi Aklıyorsun?
Yoksa neslini mi kurban ediyorsun Boşluğa Özünü anlamıyorsun Düzeni geldiğin gibi gitmelisin aşka Yürü üstüne üstüne Yık onu sevginle Ya da hiçliğinde ateşinin
Buzlarını bas üstüne üstüne

-Bir şairin son dörtlüğü gibi Olmadı bu hayatın değil mi?-

Ondandır duygu eksikliğin bana soracağın sorunun cevabı seni güldürür

"Ben bı Ankara ölüsüyüm, boşver Tcpassenger' ı... Denizi yok...

Balçık balçık ya da çöl kumu tane tane Musemma münhal olamasa Gerek, Afrika'da menekşe Anadolu'da gül Ve Nergisler Özgürlüğü seçer zirvelerde Sükse her daim nefsine dur demekle olur... Bilki dolduramazsın.

Yerinde güzel olunur yad eller Sen nereye aitsin? Sadece iyi kollamalısın ve gülü dalında koklamalısın.

Zira Cam pazarında camlar satılır
Dikkat etmezsen
O camların kesiği yüreğini tamamen vurur Canın yerle yeksan olur ve Bu fanus yok olur Çünkü
Habitatın içinde zerresin
Zerre olmanın kıymeti hikmetini Yine arar durursun

Senide birgün tüketecek Öyle ya da böyle Bu dünya

-Kendini ziyadesiyle Resetlemezsen ebedine-

Yeniden Ey can Şairini bitirme seansında Ters köşe olabilirsin Senkron bu halbu ki Çoktan sen de ölmüşsün Bu sebeple
Sarhoştur gönlünüz

Akrepler yelkovana makas yaptikça Asarım kendimi
Ve
Dillerim susun, sussun artık Ateşin buzları Rahat bırakın beni Birikmeyin artık

-Zaman en güzel tımar hayvan bedenime.-

Yakamam bu şehri... Çünku aklım başka Şarlar içinde

Çünkü seni arıyorum ey herşeyi sevmeme sebep olan aşk sen neredesin...

Sadece bir Şairdi desinler bana...

Tcpassenger_ierdogan

Yorumlar

Başa Dön