ne olduğu öğrenilmiş düşlerin üstünden geçiyoruz
gerçeği uzak sayamayacak kadar yakınız artık
oklarımızın ucuna sürdüğümüz zehir
yalnız zamanlarımızda kana karışıyor
hatırlıyorum da,
bir savaştan daha öte
bir gerçeği değil, ölü bir düşü parçaladık beraberce
tenimizden yarattığımız kuşlar susturdu bizi
göçlerde giden ben değil
uzaklaştığın sevincindi belki de
ve ben ilk defa kanamıyorum yüreğimden
yaralarımı sayamayacak kadar çoğaldım artık
saklısındayım aşkın
beni bu gece bir kere daha vuramazsın
ardında bıraktığın karanlık
bir çocuğa güneş emziriyor
öyle mahzun, öyle masum, öyle öksüz
bende ellerinden tutuyorum
umut gibi, yarın gibi, öyle babacan
büyütüp savaştırayım kendi yerime desem
acıları hatırlamayacak kadar barışığım yaşamla artık
külünü süpürdüm yangınların
elimde kalan tohum çiçek açtı
sevinç kokuyor
ve sen, her şeye rağmen çıkıp gelsen
beni bulamazsın artık
saklısındayım aşkın