içime akan yaş süzülürken yüreğime
binbir parçaya bölünüyordu
tutunmalarımdaki tırnaklar,
kırmızıya boyanıyordu ellerim
çaresizlik girdabında kırgınlğım
ne çığlığım ulaşıyor ne de çırpınışım
ay göstermiyor yüzünü denize
büyücü çingene olmuş gece
kara yağız bir çeribaşı sarıyor çıplaklığımı
canımı yakıyor acı kalaylıyor tenime
soğuk terimde akıyor siyahlar
bir düş mü bu yaşananlar
yarasalar çürük yaprak ağızlarında
sarhoş naraları atmakta kör bakışlarda
ve sabahın ilk ışıklarıyla bakıyorum
alkol kokulu saçlarımı düzeltiyorum
aynanın yıpranmış ışıltısında
yağmurda yürümeliyim şimdi
ıslanmalıyım sırılsıklam
saldırgan gölgemdeki yalnızlığa inat
çıkartmalıyım üzerimdeki çingene geceyi...