"Sabah 05:00'te uyanıp yazanlar ya dahi ya da delidir. Ben dahi olmadığımı bildiğime göre..." – Dorothy Parker"

Sayıklamalar - I -

Leyla da sen Mevla da... Ha Davut'un sapanında, ha Câlut'un kafasında... Taş olduktan sonra. Aşk ikiye ayrılırmış, Aşık kaça ayrılır her gece, maddeler halinde yazan var mı? Aşık dilsiz olur şaraptan içmeyince. Hadi içelim aşık, harabede sessizce...

yazı resim

]
Dabbetül arzın dabbesi kahrımdandır. Kahrım, sana duyduğum aşktan... Kuruyemiş değil ki sunduğum aşk. Fındık severim de, çitlemem ayçekirdeğini pek zahmetlidir diyesin. Allah cezanı versin. Allah Brahman'ın da cezasını versin. O da "Veda"sını yazıp bırahtı gitti.

Her ne var ise harap bir kalpte var imiş.
Gerisi "kıylü kâl imiş" elbet. Lakin baykuşlar harabelerde öter, en değerli hazineler harabelerde yatar imiş. Haramiler uğramamışsa...
Haramiler haram yemiş, torununun dişi kamaşmış. Dişçilik büyük meziyet...
Hadi içelim aşık. Camiler şarap dolsun.

Signa Oblativaa...

Berduşluk meziyettir. Aşığın halvet hali. Aşk ikiye ayrılırmış maddeler halinde yazarsak,

  1. Cismani
  2. Rahmani
    maddeleştirmiş olur muyum aşkı? Bunlar teferruat aşık sen aşkına bak.
    Hoşâmedi...
    Leyla gitti Mevla geldi mi?
    Leyla da sen Mevla da... Ha Davut'un sapanında, ha Câlut'un kafasında... Taş olduktan sonra. Aşk ikiye ayrılırmış, Aşık kaça ayrılır her gece, maddeler halinde yazan var mı? Aşık dilsiz olur şaraptan içmeyince.
    Hadi içelim aşık, harabede sessizce...

Dem-i Hz. Mevlana, Sırr-ı Şems-i Tebrizi.

Harabede kendine giden sonunda arşı gezer. Bir ayağı aşkta olan diğeriyle arşı döner. Pergel olan aşıktan doğru çizgi çıkmaz ki... Cetvel gibi doğru olan pergel gibi açılmaz.
Dönn...Mevlana...
Dön Mevlaya... Düz yollar ki gider dünyaya. İçelim Şems gibi Yahudi mahallesinden getirilmiş en nadide şarabı. Satalım velâyeti bir kadeh üzüm suyuna.
Baki kalan Aşk imiş, cümle ednâ cihanda.
İçelim Lâ edrî...
İçelim Lâ Yuhsâ..

Signa Oblativaa...

Yılanın tükürüğü zehirledi bedenimi. Yakalayıp ben de tükürdüm ağzına kara yılanın...
"Yılanın biri yakalayıpta beni ağzıma tükürdü, zehirlendim. Görülmüş şey mi?"
diye kıvrılıp başladı söylenmeye kara yılan.
Sen mi zehirli olan ben mi?
Sen mi yılan ben mi yılan?
Kavgaya tutuştuğumuz an, Hermes'in sopası ayırdı bizi. Asâ adını verdik bu değneğe barıştırdı bizi. O günden beri barışın bu simgesi Peygamber ellerinden hiç düşmedi.
Yılanlar da tükürmedi...
Hadi içelim aşık Paskalya'ya içelim.
Aphrodite'le Ares'in Pathos'una içelim.
Cemaate Cem olalım içelim.
Aşkımıza em olalım içelim.

KİTAP İZLERİ

Yırtıcı Kuşlar Zamanı

Ahmet Ümit

Ahmet Ümit'in Yeni Romanında Hafıza Bir Suç Mahalli Ahmet Ümit, sevilen karakteri Başkomser Nevzat'ı bu kez en karanlık dehlizlere, kendi zihninin tekinsiz koridorlarına sürüklüyor. Polisiye
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön