"ben
çocuktum
sana
vurulduğumda;
sen adlı kavganın gözü karası!
derin bir iz olup düştüğünde
şahdamarıma
çocuktum...
ve
ben
bir bıçak izi gibi taşıyacağım seni
nefes aldıkça,
gururla!"
...
sensiz zaman
soğuk yazıyor takvimlere
mevsimler hep zemheri
yol kesen makamında esiyor tipiler
çığ oluyor çığlıklarım dağlarında
inkar ediyor geçitler kendini!
dönüp kendi izimi yiyorum
geri dönmeyeyim için,
dönüp gitmeyeyim için,
senden caymayayım için!
hiç bir güneşin hükmü geçmiyor içime
tüm ateşler ayaz rengi...
atkımı,
eldivenlerimi yakıyorum,
parkamı,
postallarımı...
yalın yürek
vuruyorum kendimi senin yoluna
etlerim yapışıyor buzlara;
deri deri soyup tüketiyorum
kopuyorum tırnak tırnak
parmak parmak kalıyorum
ama
ben
yinede
inatla!...
ellerimde mor bir sevda
ve
seni sevmek
kızgın bir demiri öpmek tadında
dağlansada dudaklarım
ben
gözlerimi yummadan
öpüyorum adını...
şen şakrak türküler söylüyor çocuklar dudaklarımda
morarmış ellerimde alkış tutuyorlar
kesilmiş ayaklarımda
en aymaz oyunlar...
mistik birer hikaye oluyorum
şehrazad'lar dilinde
binbir gecelere...
asla
ve
asla
"ah" olmuyor adın
günah asla!
...
bir kavgadır seni sevmek
varlığında yanmak kadar
donmaktır yokluğunda...
...
tuz gibi
sevmek seni
yangına vurgun olmak,
gelmeyişlerin bir kuraklık ki...
hani
öpüşlerin
kelimelerinde dudaklarımı
yedi düvel yağmur kesilmem...
bir başkadır sevmek seni
bir başka kavgadır
bir başka acı
bir başka sabır...
...
nefes almak gibi bir şey seni sevmek
bu yüzdendir
tutuyorum seni içimde...
...
a&m