Yüreğimi yitirdim bu gece.
İnsanlığımı.
Doğrularımı.
İnancımı.
Kendimden utandım önce
Sonra sizden.
Dudaklarımı ısırdım kan tadına varıncaya
Dişlerimi sıkabildim bir müddet
Başımı kaldırıp tavana baktım uzunca
Olduğu yerde kalsın istedim ciğerim
İstedim ki gözbebeklerimin arkasında kalsın her şey.
İçimi sığdırabileceğim, içimin sığabileceği yepyeni bir yeryüzü diledim derinden.
Aklını kaçırmışçasına bir enkazın etrafında dolanıp duran baba oldum bir an
Ellerini yana açıp feryat figan koşturan anne
Minik kızımı aradım ve eşimi
Sonra gencecik oğullarımı
Van’lı oldum ilkin, sonra Erciş’li
Köylü, yoksul, kimsesiz, çaresiz
Enkazın ucuna yılışıp üç gün ve üç uzun geceye bir asır sığdıran ihtiyar oldum
Hop etti yüreğim her kıvılcımda, köpürdü, coştu, dindi sonra, dibe vurdu
Çocuğumu umut ettim, minicik torunlarımı
Günahsız, kirlenmemiş ak pak bebekleri
Sonra bir kıyamet koptu
Kızlarım öldü, oğullarım, minnacık sabiler, bebeklerim
Ben öldüm peşi sıra, içimdeki baba, içimdeki anne, içimdeki ihtiyar dede
Hepimiz öldük.
Dayanamadı kederimize
Hastaneye götürülürken daha yolda can verdi Yunus
Yunus da öldü.
Ne de iyi oldu değil mi?
Ölenler Kürt nasıl olsa
İhanet edenlerdi onlar değil mi, elektriğinizi çalanlar, vergi vermeyenler, sırtınızdan geçinenler
Askere kurşun sıkanlardı onlar, polise tuzak kuranlar, hadlerini bilmeyenler
Sizin tabirinizle Allah’ın gazabına uğrayanlardı onlar değil mi?
Ölenler kurtuldu nefretinizden, kalanlar ölüden farksız
Hadi sevinin o halde, çaresizce ölümümüzden kudurun içinizde ki pislikte pervasızca
Ve
Alın sizin olsun şimdi.
Kutsadığınız bu ırk, faşizan yürekleriniz, kirli beyinleriniz, kir kokan nefesleriniz
Ölümümüzden duyduğunuz sevinç
Sonsuzluğunu benimsediğiniz bu hayat
Hepsi sizin olsun.
Güle güle kullanın.
(Kökeni, inancı, dili, bakışı, duruşu, sevinci ne ve nasıl olursa olsun acımızı hisseden, paylaşan, canı acıyan, sancıyan her bir insanı ayaklarının altından öpüyorum)