Biz kendimizi
hiç sevmiyoruz
korkularımızla
yüreğimizdeki mavzerlerle
yitiriyoruz kendimizi
Mutluluğu çok görüyor
sahte gülücükler
yuvalıyoruz yüreklerimize
aslında sevmiyoruz
yakamozları
göl kenarlarını
kurumuş yaprakları
sonbaharı
ve diğer mevsimleri
günümüzü bile
yapay mutluluklarla
geçiyor gecemiz
kablolu iletişimler
gidiş gelişler
birinin ellerine
bakan o gözlerin
sevinçleriyiz biz
göz yaşlarımız lacivert
yaşamlarımız beyaz
ve tellerde asılı
sesimiz
paranoyalar
birer yıldızdır yüreğimizde
kanayan
yıllar
yaprak gibi
dökülür mavzerlerimize
her rüzgarla gözyaşı
yağmurlar fısıldadı
karlar örttü üzerimizi
güneş açtık
büyüdük bir çiçek gibi
anlayacağımız
bir dolu zaman
anlayacağımız
bir dolu hayat
ama hiç bir kahin
anlayamadı
varamadı farkına
doluluğumuzun
bardaklar doldu
kelimeler boğuldu
dumanı tüttü gecemizin
bittik
bir sigara gibi
sayfa aralarına sığmadı
kurumuş takvimimiz
gücümüz yetmedi saymaya
anımsamaya
tenlerimizin selamlaştığı anları
çünkü
hep bir'den başlardık saymaya
Hiç sevmedik birbirimizi
karanlıktı yola çıktık
ışık sandık
uzaklaştıkça parladık
ay ışığı vurdukça mavzerlerimize
biz hiç sevmedik kendimizi
hiç sevdik başkalarını
anlayacağın
başkaları için gün saydık
anlayacağım
seyirci kaldık güne
geceye yaşama
başkaları için yiterken
anlayacağımız
tellerde asılı kaldı sesimiz
ancak gözyaşlarımız sığdı
sayfa aralarına
bir ömür seyir....