"Buğulu gözlerini, kapı ile televizyon sehpası arasındaki boşlukta duvara yaslı duran sandığa çevirdi. Uzun ve dalgın bakışlarla sandığı süzdü. Sonra yutkundu. Kırışık ve dar anlının altında iki küçük lamba gibi parıldayan gözlerini tekrar resme kaydırdığında Gülfidanı ile bakışları kenetlendi. Konya sokakları kadar soğuk ve donuk iki masum bakışmaydı bunlar; ölüm kokan bakışmalar"
