İlkokul yıllarında Fen Bilgisi Dersinde mikroskobun başına geçip, soğan zarını inceledik hepimiz. O zarın bütün hücrelerini görmek, ne bizi alim yaptı, ne de mucit. Ama başımızı göğe erdirdi. Zaman geçti, maalesef hepimiz artık çocuk değiliz ama içindeki çocuğu yaşatmasını bilenler hala burnu havalı yürürler o günlerden kalma hevesle, yoksa kibirinden değil. Zaman değişti, ama ilkokula giden bir çocukla uzun süredir görüşemediğimden onların bu günlerde başlarını neyin göğe erdirdiğini bilmiyorum.
O yıllardan başka hangi deneyi hatırlayabiliriz ki. O günlerden hatırladığımız başka ne var? Mesela arkadaşımızın ya da öğretmenimizin söylediği sözleri hatırlayabilir miyiz? Kalbimizde yer etmişse ne ala, sıcak, güzel sözlerse ve bizi memnun etmişse belki. Onun dışında kalanlar, unutulup gidiyor. Gerçi unutmak, yaradılanlara verilmiş güzel yeteneklerden biri. Her gün acılarımızı tekrar tekrar hatırlasaydık, bu şekilde yaşamaya nasıl dayanabilirdik? Hatırlamak da, bir başka güzel yeteneğimiz, ama bu yeteneği dışardan bazı faktörlerin etkilediğini göz ardı edemeyiz. Hani Kayahan şu ünlü şarkısında diyor ya:
“İlk tanıştığımız günü hatırlar gülerdik, sen bana üstümde ne vardı diye sorardın, ben de herseferinde hatırlamazdım...
Şimdi hatırlıyorum, kırmızı bir kazak, siyah bir etek, siyah çoraplar, kırmızı papuçların ve bir perşembe günü ikiyi dört geçiyordu...
İkimizde önümüze bakmamıştık çarpıştık önce, sen pardon dedin sonra ben yere düşen kitaplarını topladım...
Gözgöze geldik... Sonra başladık... Film gibi yani... “
Adam “Nasılsa benimsin” dediği zamanlarda hatırlamaz, ama işin içine ayrılık girince, kaybedince her şeyi hatırlamaya başlıyor, ve kaybedince anlıyor.
Biz insanoğulları aynı değiliz. Bazılarımızın anlaması için yaşaması gerekiyor. Ama, bir şeyi öğrenmek ve anlamak istiyorsak mutlaka, bire bir yaşamalıyız. Çalışanlarsa bunun daha iyi farkında, kendilerine görev verildiğinde daha önceden o görevi üstlenip de kendisi yapmamışsa, ikinci defa aldığında başaramıyor. Yapmadığı için anlamıyor, anlamadığı için tekrar yapamıyor.
Kızılderili atalarımızın da dediği gibi;
BANA SÖYLERSEN UNUTABİLİRİM
GÖSTERİRSEN ANIMSAYABİLİRİM
AMA BENİ DE KATARSAN ANLARIM