Son yirmi yılda Türk şiiri, dil, biçim ve ideoloji düzleminde radikal denemelere sahne oldu. Görsel şiir, kekeme şiir, neo-epik anlatı, dijital şiir, performatif metinler gibi türler, geleneksel şiiri sorgularken, bir yandan da "yeni bir kanon" iddiaları ortaya çıktı. Bu hareketlerin temelinde üç tutum var:
1.Gelenekten Kopuş: "Büyük şiir"in ancak kökten bir yenilikle mümkün olduğunu savunanlar (Buzdokuz çevresi).
2.Reformist Yaklaşım: Geleneği dönüştürerek sürdürmeyi hedefleyenler (Örneğin, Nurduran Duran’ın "kuantum şiir"i).
3.Eleştirel Mirasçılık: Geleneği reddetmeyen ama onu yıkıcı bir okumaya tabi tutanlar (Şavkar Altınel, Didem Gülçin Erdem).
Şimdi, bu hareketleri teknik, kuram ve isimler üzerinden bir de gelenekle bağlarını da gözönünde bulundurarak inceleyelim. Bilerek isim vermeden çünkü konu oldukça zengin, ilginç ve polemiklerle bezeli olduğu için birkaç yazıda bitecek ana konu, yeri geldikçe her şey yeniden karşınıza açıkacak.
- Görsel Şiir: Yazının sınırlarını zorlayarak; metni görselleştirerek anlamı şekil, renk ve düzenle yeniden kurmak amacı taşıyorlar.
Gelenekle bağları aslında 1950’lerdeki İlhan Berk denemelerine dayanıyor. Farkları ise dijital araçlarla daha müdahaleci olmaları.
Sonuç olarak; okuru pasif alımlayıcı olmaktan çıkarıp aktif katılımcı yapmaları bir avantaj, bazen görselliğin, şiirin dil derinliğini gölgelemesi ise handikapları. - Kekeme Şiir: Kelimeleri tekrar, kesinti ve sapmalarla dilin otoritesini kırıyor, yani dilin ritmini bozuyorlar.
Gelenekle bağlarına gelince; İkinci Yeni’nin (Örneğin, Cemal Süreya’nın "Üvercinka"daki sapmalar) bir devamı görebiliriz.
Sonuca gelirsek; Dilin normlarını sorgulayarak şiiri performative bir eyleme dönüştürmeleri olumlu iken dozajı aştıklarında yazdıkları şiirler, anlaşılmazlık tuzağına düşebiliyor - Neo-Epik Şiir: Yeni Destanlar yani modern dünyanın kaosunu mitik bir dille anlatıyorlar.
Nazım Hikmet’in memleket epiğine yeni bir yorum getiriyorlar.
Toplumsal hafızayı mitolojiyle harmanlıyorlar ama şiirlerinin daktikliğe kayma gibi yol kazalarına rastlanıyor. - Dijital Şiir: Algorithmalar, AI(Yapay Zekâ) ve interaktif metinlerle şiiri dijital bir deneyime dönüştürüyorlar.
Dadaizm ve Flarf şiirin devamı görebiliriz.
Şiirin maddesizleşmesini ve demokratikleşmesini sağlamaya çalışmaları hanelerinde bir artı, lâkin teknoloji, şiirin insani boyutunu silikleştirebilme ihtimali tehlikeli. - Gelenekle Bağı Koparanlar-Buzdokuz Çevresi: "Türk şiiri bitmiştir, sıfırdan bir dil kurmalıyız." minvalinde "Yeni Kanon" İddiasındalar. Buzdokuzcu'lara en hacimli müstakil bölümü ayıracağım. Çok şenlikli bir yazı oldu, üzerinden geçiyorum son kez, pek yakında okuyabileceksiniz.
Bir öngörü ekleyeyim; dijital şiir ve performans odaklı metinler, gelecek on yılın şiiri, okunandan çok deneyimlenen bir forma evrilebilir