"Yine mi yılbaşı? Dünya dönebiliyorsa, biz de döneriz elbet. Ama lütfen, bu sefer kar küresi almayın." – Dorothy Parker"

Soylu Lordum'a Mektup

Ve ancak, 'Bağdat Hırsızı'nı kıskandırır böyle bir beceri, / En derinde olanı su yüzüne çıkartıp, / Sonra da bir serçeyi tutarmış gibi yüreğimizi tutmak avuçlarında, / Biraz sonra, bir kuzguna yem olmanın çırpıntısıyla titrerken serçe. / Dudaklarının

yazı resim

Soylu Lordum'a Mektup

Seval Deniz Karahaliloğlu

Sevgili Lord'um,
Dizeleriniz bir bıçak yarası,
Sözcüklerse, birer silaha dönüşüyor baldan tatlı dudaklarınızda.
Onulmaz yaralar açıyor yüreğimizde,
İlacı sadece sizde bulunan.

Sevgili Lord'umuz, hem kutsal azizler kadar bonkör,
Hem de bir aslanın pençesi kadar acımasız.
Küpid'in oku bile bu kadar hassas ve derinden vurabilir mi hedefini?
Ve bu kadar maharetle kavrayabilir mi yüreğimizi bir inci avcısının becerisiyle,
Aynı hızda, korkusuzca dalabilir mi okyanusun derinliklerine uzanır gibi yüreğimizin karanlık dehlizlerine…

Ve ancak, 'Bağdat Hırsızı'nı kıskandırır böyle bir beceri,
En derinde olanı su yüzüne çıkartıp,
Sonra da bir serçeyi tutarmış gibi yüreğimizi tutmak avuçlarında,
Biraz sonra, bir kuzguna yem olmanın çırpıntısıyla titrerken serçe.
Dudaklarının kenarına ilişmiş bir gülüşün pırıltısı yansırken güneşin ışıklarında.

Böylesine acımasız olabilir mi Tanrı Apollon bakışlı,
Ve yüreği Tanrıça Athena'nın kılıcında bilenen soylu Lordum.
Sözleriniz, baldan tatlı bir ağuyu yudumlamak gibi,
Karşı konulmaz çekiciliğiyle boğazımızdan yuvarlanırken ağu,
Tadını duyumsarken bütün benliğimizle,
İlk öce dimağımız durur,
Sonra kıskançlık, tutku, acı ve şüphe
Derken ağu ulaşınca kalbe,
Artık yapılabilecek hiç bir şey kalmamıştır geriye...

KİTAP İZLERİ

Kayıp Tanrılar Ülkesi

Ahmet Ümit

Zeus Berlin Sokaklarında: Ahmet Ümit'ten Mitoloji, Cinayet ve Hafıza Üzerine Bir Roman Ya eski tanrılar ölmemiş, sadece unutulmuşsa? Ve içlerinden biri, bu umursamazlığa öfkelenip modern
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön