Surların altında
Sıkı giyimli bir adam
Çelik gibi kenetlemiş dişlerini
Omzu rüzgâra geçit vermez bir zaman
Bakışları çakılıp kalır ortaçağda
Diz çöküp olduğu yerde
Düşünür bir zaman
Bayrağı mı dikse burçlarına bu şehrin
Yoksa Hasan mı gelse Ulubat’tan
Toparladı düşüncelerini bir an
Sürsün dü atını yüreğinde açılan gedikten
En başta gitmeliydi o
En önden
Sessizliğe kavuşsundu surların içi
Doru at yürürdü önden
Ekşi bakışlı dilberler selamlasın dı ardındaki zevatı
Uyanmasın dı rüyasından
Surun dibinde çelik yürekli bir adam
Amansız rüzgâra verdi omzunu direndi
At sürdü İstanbul’a doğru iki bin yedi den
Aklı başında sanki ilk bakışta
Duygularsa şizofren
Rıfat Gürsoy